- 19 Haz 2016
- 8,533
- 148
- 63
Tüm yönleriyle ADSL
Ülkemizde İnternetin son kullanıcıya ulaşması 1996-97 yıllarında gerçekleşti. Bürokrasinin duyarsızlığı ve bilgisizliği, alt yapı eksikliği, sermaye yetersizliği Ne derseniz deyin İnternetle buluşmamız hayli geç oldu, geç olsun ama güç olmasın diye bir atasözümüz vardır, ama bizde işler hem geç hem de güç bela yürüyor çoğu zaman.
Son kullanıcıya sunulan ilk bağlantı seçeneği, telefon hatları üzerinden modem ile dial-up bağlantı şeklindeydi. Zaman içinde İnternete bağlantı seçeneklerimiz çeşitlendi, ancak belki de en uygun seçenek olan ADSL oldukça geç ve zahmetli bir şekilde kullanıma sunuldu. Bugün itibariyle gerek Türk Telekom gerekse özel sektör ADSL hizmeti vermeye başladı, önümüzdeki dönemde hem hizmet kalitesi, hem de fiyatlar açısından daha güzel gelişmeler bekleyebiliriz.
ADSL binlerce kişinin tercih ettiği bağlantı türü olunca, bu teknoloji hakkında kapsamlı bir yazı hazırlamak gereği ortaya çıktı. Karşınızda oldukça kapsamlı bir ADSL yazısı var, ister ADSL almayı düşünüyor olun, ister halihazırda kullanıyor olun bu yazıda faydalı bir şeyler bulacağınıza inanıyorum.
İsterseniz, ADSLi anlatmaya başlamadan önce İnternete bağlanabilmek için elimizde olan diğer seçenekleri kısaca inceleyelim:
Kiralık hat
Bu seçenek sadece kurumsal kullanıcılar için geçerli. İş yerinizle servis sağlayıcı arasında Telekomun data hatları üzerinden sabit bir bağlantı sağlanıyor.
Servis sağlayıcıya İnternet bağlantısı için bir ücret öderken, Telekoma da data hattı için ayrı bir ücret ödeniyor. Maliyetleri topladığınızda en düşük hızdaki bağlantılar için dahi aylık yüzlerce dolar para ödenmesi gerekiyor, ayrıca bağlantı için alınacak özel modemler/yönlendiriciler de yine yüzlerce dolara mal oluyor. Kurumsal kullanıcılar için uzun bir süre bu tip bağlantı tek seçenek olarak görülüyordu ancak ADSL bu durumu değiştirebilir.
Kiralık hatların ADSLe göre avantajı senkron olması, yani 128 kbps bir hat aldığınızda bu 128 kpbs gönderim ve alım yapabileceğiniz anlamına geliyor (oysa ADSLde indirim hızı yüksek ama gönderim hızları düşük 2048 / 512 gibi).
Ayrıca kritik uygulamalarda kiralık hatlar daha güvenli, bir kere çalışır hale gelince, kolay kolay sorun yaşamıyorsunuz.
Uydu
Uydu üzerinden İnternet çok yüksek hızları vaadetmesine rağmen bazı dezavantajları nedeniyle yeterli ilgiyi göremedi. Yakın bir zamana kadar uydu bağlantısı için kurulacak ekipman pahalıydı ve tek yönlü veri aktarımına izin veriyordu. Yani uydu üzerinden sadece veri indirebiliyordunuz. Veri gönderimi için yine telefon hattından ikinci bir bağlantınızın olması gerekiyordu. Ancak şu anda karasal hatlardan bağımsız, veri alıp gönderebilen uydu seçenekleri mevcut ayrıca son dönemde rekabet ve yaygınlaşma sonucu fiyatlarda da önemli düşüşler meydana geldi.
Yüksek maliyetler ve uygulama zorluklarını yanı sıra uydunun kendine has bazı dezavantajları var. Gecikme bunlardan birisidir. Size ulaşacak bilgi önce servis sağlayıcıdan uzaydaki uyduya, oradan da sizin çanak anteninize kadar uzun bir mesafe kat etmek zorunda. Bu durumda bazı uygulamalarda (on-line oyunlar gibi) problemler söz konusu olabiliyor.
Ancak uydu bağlantısı size uydu ile haberleşme imkanı verdiği için bir takım ekstralara sahip. Örnek olarak, tüm uydu yayınlarını izleyebilme, kendi uydu yayınınızı yapabilme böylece sizin kanalınızı izleyenlere on-line eğitim ve benzeri hizmetleri sunabilme sayılabilir.
Ancak ortalama bir İnternet kullanıcısı için en ideal çözüm olmadığını görüyoruz. Bu en azından ülkemiz için şu anda böyle, ancak yurtdışında daha uygun fiyatlı uydu çözümleri mevcut. Uydu üzerinden çok yüksek hızlarda indirme (download) yapılabildiği için gelecekte yine uydu İnternet öne çıkabilir.
Bu arada uydudan veri indirmekle ilgili bir noktayı açıklamak lazım. Uydu İnternet kullanmak için bir dijital uydu kartına (bilgisayara takılacak bir PCI kart), çanak anten ve LNB'ye ihtiyacınız var. Daha sonra bu hizmeti veren firmalara başvurup, parasını ödeyip abone olmanız gerekiyor. Bundan sonra normal olarak İnterneti kullanabilirsiniz. Ancak eğer bir dijital uydu kartınız ve uydu/lnb setiniz varsa, çeşitli programlar kullanarak, uydu İnternet servisini parasını vererek kullanmakta olan kullanıcıların indirdikleri dosyaları sizde kendi bilgisayarınıza kaydedebiliyorsunuz. Uydunun doğası gereği bir kullanıcıya gönderilen veri aslında o bölgedeki tüm uydu antenlere ulaşıyor. Siz de, sizin çanağınıza da gelen bu veriyi kendi bilgisayarınıza kaydedebiliyorsunuz. Ancak bunu İnternet bağlantısı olarak tanımlamak mümkün değil. Çünkü belli bir web sayfasını veya dosyayı seçip indirmeniz mümkün değil, sadece diğer kullanıcıların o anda indirmekte olduğu dosyaları sizde kendi bilgisayarınıza kaydedebiliyorsunuz.
Kablonet
Türkiye'de Kablo TV yayınları 1991 yılında PTT tarafından dokuz büyük ilde başlatılmış (İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Konya, Antalya, Gaziantep, Kayseri) ve kısa sürede yoğun ilgi görmüştür. Önceleri 22 televizyon kanalı, 4 radyo istasyonu ile yayınına başlayan Kablo TV, kısa sürede televizyon kanalı sayısını 35'e çıkarmıştır. Bu gün 45 televizyon kanalı Kablo TV sistemi üzerinden yayınlanmaktadır. 1997 yılında mevcut 9 bölgeye ilave olarak 21 yeni yayın bölgesinde Kablo TV Hizmetlerinin verilebilmesi için Türk Telekom Gelir Paylaşımı esasına göre ihaleye çıkmış, Kablo İletişim firmaları da bu bölgelerdeki yatırımlarını tamamlayarak Kablo TV hizmeti vermeye başlamışlardır.
Kablo İletişimcileri Derneği'nin web sitesinde Türkiye de kablotv şebekesinin tarihçesi böyle anlatılmış. Kablo TV, bir bölgede her binaya koaksiyel kablo çekilmesi ve TV yayınının bu kablo üzerinden verilmesidir. Yurt dışında, özellikle de ABDde çok geniş kablo tv şebekleri mevcuttur ve milyonlarca abonesi vardır. Tek bir kablo üzerinden yüzlerce tv kanalı çok net görüntüyle (antendeki gibi parazit olmaksızın) izlenebilir.
Daha sonraları, Madem her eve kablo çekmişiz, niye aynı hat üzerinden İnternet erişimi de vermiyoruz? denilerek kablo tv şebekesinden İnternet bağlantısı sağlanmaya başlamıştır. Ülkemizde kablonet olarak adlandırılan bu hizmet bulunmaktadır (kablonet aynı zamanda bu işi yapan firmalardan birisinin ismidir, ben genel manada kullanıyorum). Ancak öncelikle bölgenizde kablolu tv şebekesinin bulunması ve şebekeyi işleten firmanın İnternet hizmeti vermesi gerekmektedir. Yani evinizde kablo tv olması, kablonet kullanabileceğinizi garanti etmez. Kablonet için şebeke üzerinde bir takım değişiklikler yapılması gerektiği için yeterli abone olmayan yerlerde kablotv olsa bile kablonet olmayabiliyor.
Kablonet için kablo modem denilen bir cihaz kullanılır. Kablonetin telefon hatlarıyla hiçbir ilgisi yoktur. 7/24 İnternete bağlı kalabilirsiniz ve aylık sabit bir ücret ödersiniz.
Ancak Kablonetin birkaç dezavantajından söz etmek gerekiyor. Öncelikle evinizde/mahallenizde kablo tv şebekesinin döşenmiş olması gerekiyor. Ülkemizde uygun fiyatına rağmen çeşitli nedenlerle kablo tv şebekesi çok yaygınlaşamamıştır. Sadece büyük şehirlerin bazı semtlerinde kablo tv şebekesi bulunuyor. Kablonetin belki de en çok eleştiri alan yönü ise paylaşımlı bir sistem olmasıdır. Mahallenizdeki kablotv şebekesinin ortak bir İnternet çıkışı bulunmaktadır. Örneğin mahalledeki şebekenin çıkışı 1 Mbit olsun, eğer sadece siz hattı kullanıyorsanız satın aldığınız bağlantı hızınızı sonuna kadar kullanıp, örneğin 256 kbit bağlantınız varsa 30kbit/sn hızında indirme yapabilirsiniz. Böylece 4-5 kişi aynı anda İnterneti sorunsuzca kullanabilir. Ama bağlananların sayısı arttıkça performans düşmeye başlar. Mahallede aynı anda 100 kişi Kazaadan indirme yaptığında, her bir kullanıcının bant genişliği (yani İnternetten belli bir anda indirebileceği veri miktarı) oldukça düşecektir. Tabii ki bu problem, kablotv şebekesinin İnternet çıkışı arttırılarak çözülebilir. Esasen kablotv şebekesinin kendi içinde 10 Megabit gibi yüksek hızlarda veri transferi mümkündür. Ancak şebekenin İnternet çıkışı tüm kullanıcılara paylaştırılır.
Ayrıca kablotv şebekesi üzerinde çeşitli nedenlerle çok sık arıza olduğunu sık sık duyuyoruz, ancak bu durum teknolojiyle değil, uygulama ve hizmet kalitesiyle ilgili bir durum.
Diğer bir husus da fiyat elbette. Eğer bulunduğunuz bölgede hem kablonet hem de ADSL varsa fiyatlarını karşılaştırıp ona göre karar vermeniz gerekiyor.
Çevirmeli Ağ (Dial-Up)
Ülkemizde hala en çok kullanılan bağlantı şekli çevirmeli ağdır. Hepimizin evinde telefon hattımız var. Modemler ise 10 dolara kadar düşen fiyatlarıyla adeta her PCnin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Aslına bakarsanız, ADSL veya kablonet kullansanız bile, zaman zaman dial-up bağlanmak isteyebileceğiniz durumlar olacaktır.
Tabii ki çevirmeli ağ İnternetin nimetlerinden tam olarak faydalanmak için yeterli bir çözüm değil. En önemli problem hız; çevirmeli bağlantı ile ulaşabileceğiniz maksimum hız 56000 bit/saniyedir. Bu ise, saniyede (yaklaşık olarak) 7 Kilobaytla download yapabilirsiniz demektir. Ancak bu en iyi koşullarda geçerli bir hesaplamadır. Ortalama bir İnternet kullanıcısı 43000-50000 Bit/Saniye arası bir hızla bağlanır ve downloadlar 5 Kyı geçmez. Böyle bir bağlantı üzerinden radyo dinlenebilir ancak canlı tv yayınlarının kesintisiz izlenmesi pek mümkün olmaz.
Girdiğiniz sitelerde html versiyon üzerine tıklamak, flash versiyon üzerine tıklamaktan daha akıllıca bir hareket olur, çünkü 500klık bir flash dosyasının yüklenmesi dakikalar alacaktır.
İnternetin sunduğu onlarca özellik, dial-upla anlamsızlaşmaktadır. Örneğin ben sürekli bağlı değilsem ICQ kullanmanın ne mantığı var? Eğer ikide birde bağlantım kopacaksa dosya indirmenin, hele film veya mp3 indirmenin neresi zevkli diye düşünebilirsiniz ve bence haklısınız.
Dial-upın böyle dezavantajları olsa da hala en yaygın kullanılan bağlantı şekli ve bir süre daha bu böyle sürecek diyebiliriz.
GPRS
Cep telefonunuz üzerinden İnternete bağlanmak ister misiniz? Doğrusu ben isterim. Alırım laptopımı, çıkarım dağlara tepelere, bir yandan manzara, bir yandan da chat yaparım
GPRS veya General Packet Radio Service, cep telefonu şebekesi üzerinden veri alıp göndermeye yarayan teknolojinin ismidir. GSM hattınızı GPRSe açtırdıktan sonra, GPRS özelliği olan telefonunuzu bilgisayarınıza bağlıyorsunuz. Gerekli ayarlamaları yaptıktan sonra 7/24 İnternete bağlısınız.
Telsim bir dönem GPRS bağlantısını aylık sabit bir ücretle veriyordu, oldukça düşük olan bu ücret, bir çok kişiyi dial-up yerine GPRS kullanmaya sevk etmişti. Ancak şu anda tüm cep telefonu şebekesi işletmecileri GPRS hizmetini indirilen veri miktarına göre ücretlendiriyorlar. Yani, gene 7/24 bağlısınız, ancak veri indirdikçe, kilobayt başına belli bir ücret ödüyorsunuz.
GPRS ortalama bir ev/ofis kullanıcısı için uygun bir çözüm değil. Pahalı ve aynı zamanda dial-uptan bile daha yavaş. Ancak ileride daha yüksek hızlarda bağlantı seçenekleri çıkabilir, fiyat olarak ADSL ve benzeri çözümlere yaklaşması ise zor.
Ancak, GPRSin tam bir kurtarıcı olduğu uygulamalar da yok değil. Örneğin bayileri dolaşıp fiyat veren, sipariş alan plasiyer tipi elamanlar için, bir Pocket pc, GPRS bağlantısı ve genellikle web tabanlı bir uygulama üzerinden veri girişi en kolay çözüm durumunda olabiliyor.
ISDN
Integrated Services Digital Networkün kısaltması olan ISDN aslında salt İnternet bağlantısından veya veri aktarımından daha fazlasını sunan bir teknolojidir.
ADSL başlığı altında daha ayrıntılı inceleyeceğimiz gibi, evimiz/ofisimiz ile telefon santrali arasında kalan bakır kablo çifti (local loop, last mile) telefon şebekesinin en zayıf ama aynı zamanda en yaygın ve kısa zamanda değişmesi (bakırın fiberle değiştirilmesi gibi) mümkün gözükmeyen kısmıdır. Kullanıcı ile telefon santrali arasında haberleşme analog olarak gerçekleşmektedir ve bunun ileride anlatacağımız gibi bir çok kısıtlayıcı yönü bulunmaktadır.
İşte ISDN ile, veri, daha henüz kullanıcı tarafında iken dijitale çevrilmektedir. Bunun sonucu olarak eğer ISDN hattınız varsa; 8 taneye kadar farklı cihazı (telefon, faks, bilgisayar) tek ISDN hattına bağlayabilirsiniz ve aynı bakır hatta bağlı olmalarına rağmen bu cihazların farklı telefon numaraları olabilir. Aynı anda bu cihazlardan 2 tanesi veri alışverişi yapabilir (Basic Rate denilen ve ev/işyeri tipi kullanıcılar için önerilen ISDN tipi için).
ISDN üzerinden 128/128 Kbps veri aktarımı yapılabilir. Aynı anda da telefon hattınız üzerinden konuşma yapmanız da mümkündür.
ISDN hattınıza özel ISDN cihazları bağlayabileceğiniz gibi bir aparatla normal analog telefonunuzu ve hatta analog modeminizi bağlayabilirsiniz. ISDN hattında normal hat gibi karşı tarafın telefon numarasını çevirir ve konuşur/nete bağlanırsınız. Bağlı kaldığınız süre için para ödersiniz. ISDNde iki kanal mevcuttur. Her bir kanal 64 Kbps hızındadır. Sizin hız talebinize göre önce ilk kanal, sonra da otomatik olarak ikinci kanal devreye girer. İkinci kanalın devreye girmesiyle 2 katı kontör atmaya başlayacaktır.
Gördüğünüz gibi ISDN evimizdeki telefon hattının dijitale çevrilmesiyle ilgili İnterneti aşan bir çerçeveye sahip. İnternet bağlantısı açısından bakılırsa, ADSLin olmadığı ve kontör ücretlerinin kabul edilebilir olduğu durumlarda uygun bir seçenek olabilir. Ancak 128 Kbps gibi çok düşük bir hız sağlaması (ADSLin 2 Mbite kadar alınabildiği göz önüne alınırsa) ISDNi ADSL karşısında zayıf bırakıyor.
Bu arada bizim bahsettiğimiz ISDN BRI denilen ev/işyeri için önerilen ISDN tipi. ISDN PRI denilen ve yaklaşık ADSL hızında İnternet hızı sunabilen diğer bir ISDN çeşidi daha var. ISDN PRI ancak yüzlerce telefon hattına birden ihtiyaç duyan büyük şirketler, ISSler, üniversiteler vb. gibi yerler için, İnternet bağlantısının ötesinde, çok hatlı telefon hizmeti almak için tercih edilebilecek bir seçenek durumunda.
@mehmetkarahanlı@
Doğru ayarlari programlar ve yöntemler...
ADSL bağlantınızın hızını daha da üst seviyelere çıkartmak, verimliliği artırmak mı istiyorsunuz? Başka hiçbir yerde bulamayacağınız yöntemleri açıklıyorum.
ADSL, SAHİP OLDUĞU ÖZELLİKLER sayesinde kullanıcıların gönlünü kolayca fethetmeyi başarıyor. Bu bağlantı tipinin hız avantajları dışında, 7 gün 24 saat bağlı olma özelliği de çoğu kullanıcıyı oldukça tatmin ediyor. Bu sayede, ne kadar fatura gelecek derdi olmadan sınırsız bir biçimde web sitelerinde gezinebiliyor ve dosya aktarımı yapabiliyorsunuz. Buna rağmen, çoğu kullanıcı ADSL'in sınırlarını daha da zorlayabileceğinin farkında değil. Neden daha azıyla yetinesiniz ki? ADSL bağlantınız uygun programlar, sürücüler ve yöntemler sayesinde size her zaman daha fazlasını sunmaya hazır olarak bekliyor.
Windows ayarlarını optimize ederek bağlantı hızını artırmak
Windows işletim sistemleri, internet bağlantısı için çeşitli ayarları standart olarak sunar. Windows kayıt defteri (registry) içerisinden değiştirilebilen bu ayar, çoğu durumda sizin için en uygun ayarlar değildir. Özellikle söz konusu ADSL bağlantısı olduğunda, Windows'un standart ayarları çok yetersiz kalıyor. Bu yazıda çok teknik konulara girmek yerine pratik bir şekilde uygulanabilecek püf noktalarına değinmeyi hedeflesem de, bu ayarların bağlantı hızını nasıl etkilediğine basitçe değinmek istiyorum: Windows, internet üzerinden gelen her türlü veriyi (ve aslında dışarıya gönderdiği verileri de) paketler halinde alır (ve gönderir). Bu paketlerin boyutu, web sayfalarındaki gezinme veya dosya indirme hızını doğrudan etkileyebilmektedir. Sizde kendi bağlantı hızınıza ve ihtiyacınıza en uygun paket boyutunu tercih ederek, internet bağlantınızdan aldığınız verimi gözle görülür bir biçimde artırabilirsiniz. Yoksa, bu yöntemler sayesinde örneğin 256 Kbps hızındaki bir bağlantıyı kullanarak 300 Kbps hız elde etmeniz mümkün değildir. Buna rağmen, mevcut bağlantının sınırlarını sonuna kadar zorlamak için bu ayarlamaya ihtiyacınız var.
Windows'un internet ayarlarını bağlantı hızınıza, bağlantı tipinize ve kullanımınıza göre değiştirebilecek çok sayıda program mevcut. Bu programların en başarılı örneklerinden bir tanesi olan BeFaster'ın (http://www.download.com/BeFaster/3000-2381-10044897.html?part=dl-BeFaster&subj=dl)incelemesini ise yazının devamında bulabilirsiniz. Eğer sizin tercihiniz ücretsiz bir çözümden yanaysa, bu sefer de (www.speedguide.net/download.php) adresini ziyaret etmenizi şiddetle öneririm. Bu adreste, değişik bağlantı hızları ve değişik kullanım tipleri için çok sayıda ayar dosyası bulunuyor. Doğrudan kayıt defterinde değişiklik yapmanız için tek tıklamalık yamalar sunan bu site, ücretsiz bir çözüm arayanların gözdesi olabilir.
Kayıt defterinde yapacağımız iki değişiklik
Başlat'a tıklayıp Çalıştır...'a tıkladıktan sonra Regedit yazıp Enter tuşuna basıyoruz. Karşımıza gelen Kayıt Defteri penceresinde;
1) Schedule Task Kapatın
I.E 6 sunucuya her bağlandığında "schedule task" çalıştırmak ister, bu da kullanıcıya Internet'te yavaş surf olarak geri dönmektedir, zaten yavaş olan internet bağlantısını daha da yavaşlatmamak için bu özelliği kapatmakta fayda var. Bunun için; "HKEY_LOCAL_MACHINE/Software/Microsoft/Windows/CurrentVersion/Explorer/RemoteComputer/NameSpace" anahtarında ki "{D6277990-4C6A-11CF-8D87-OOAA0060 F5BF}" alt anahtarını silin.
2) Bağlantılarını Hızlandırmak
Windows XP, normalde yeni hizmeti "Ouality ofService"i (QoS) otomatik olarak yükler. Bu, hiçbir şey kazandırmamasına rağmen, DSL bağlantılar da dahil olmak üzere online bant genişliğinizin yüzde 20'sinin kaybolmasına neden olur.
İPUCU: QoS servisini kapatmalısınız. Bunun için Başlat/Çalıştır komutunu kullanarak "gpedit.msc" dosyasını açıp, Grup ilkesi penceresini görüntüleyin ve Bilgisayar Yapılandırması/Yönetim Şablonları/Ağ altında bulunan "QoS Paket Zamanlayıcısı" klasörünü aktif hale getirin. Burada bulunan "Ayrılabilir bant genişliğini sınırla özellikleri" öğesine iki kere tıklayın ve ekrana gelen penceredeki Etkin seçeneğini işaretleyin. Bunun sonucunda aktif hale geçen "Bant genişliği sınırı" kutusuna da "0" değerini girmelisiniz. Artık Internet bağlantınız öncekine kıyasla daha hızlı olacaktır.
BeFaster 3.5: Bir Türk programcının başarı eseri
Windows'un ayarlarında çeşitli değişiklikler yaparak internet bağlantınızı daha verimli bir biçimde kullanmanıza yardımcı olan BeFaster'ın başarılı bir Türk programcı olan Ekrem Deniz tarafından hazırlandığını önemle belirtmeliyim. ADSL bağlantılarını da başarıyla destekleyen bu program, çevirmeli bağlantıdan uydu bağlantısına kadar var olan tüm bağlantı çeşitlerini sorunsuz bir biçimde tanıyor. ADSL bağlantılar için pek gerekli olmasada, çevirmeli bağlantı kullanıcılar için BeFaster'ın sunduğu güzel bir özellik ise durgun modemleri uyandırıp, bağlantınızın kopmasını engelleyebilmesi.
Programı kullanabilmek için, öncelikli olarak Standart User basamağından istediğiniz hızlandırma seçeneğini tercih etmelisiniz. Bu başlık altında, değişik bağlantı tipleri için değişik seçenekler sunuluyor. ADSL bağlantısı kullanıyorsanız, en üstteki seçenek olan Lan, Cable, xDSL, ISDN, T1 or faster tuşuna tıklamalısınız. Eğer ADSL bağlantısını PPPoE sürücüleriyle kullanıyorsanız bu sefer de üstten ikinci seçenek olan Cable/DSL, Broadband running PPPoE tuşuna tıklamanız ve karşınıza çıkacak olan iki farklı seçenekten Normal settings'i seçmeniz gerekiyor. Eğer ileride herhangi bir sebeple Windows'un standart ayarlarına dönmek isterseniz, bu sefer de en alttaki seçenek olan Windows Default tuşuna tıklamanız gerektiğini hatırlatmalıyız. BeFaster tarafından standart olarak sunulan bu ayarlardan size uygun olanını tercih ettikten sonra Optimize settings tuşuna tıklayarak bu ayarları etkin hale getirebilirsiniz.
BeFaster'ın sunduğu standart ayarlar size yeterli gelmiyorsa ve bu ayarları kendiniz elle değiştirmek istiyorsanız, bu sefer de programın Advanced Users sekmesine geçmeniz gerekiyor. Windows'un sunduğu ayarları bu sekme içerisinden kendi tercihlerinize göre değiştirebilirsiniz. Tabii ki bu ayarları elle değiştirmeyi tercih edenlerin, ne yapıyor olduklarını bilmeleri çok önemli, aksi taktirde internet bağlantınızın hızını arttırmak yerine düşürebilirsiniz de.
Deneme sürümü 15 gün boyunca kullanılabilen BeFaster'ın lisans ücreti kişisel kullanımlar için 20 dolar, ticari kullanımlar içinse 50 dolar olarak belirlenmiş.
Upload ve download hızları arasındaki dengeyi sağlamak
ADSL bağlantıların hızları (standart çevirmeli bağlantılardan farklı olarak) download ve upload olmak üzere ikiye ayrılır. Bu sayede, bir yandan internetten dosya indirirken bir yandan da arkadaşınıza MSN Messenger üzerinden dosya döndermenizde hiçbir mahsur yoktur. Buna rağmen, ADSL kullanıcılar özellikle paylaşım programlarını kullanırken hep aynı problemle karşılaşırlar: Upload hızı arttıkça, download hızında yaşanan belirgin düşüş. Teorik olarak, ADSL bağlantısının upload ve download hızları sabittir ve bunlar birbirinden etkilenmezler. Ancak gerçek hayatta, işler her zaman böyle yürümez.
ADSL de dahil tüm internet bağlantılarında, dosya indirme işlemi (download) aynı zamanda içerisinde dosya gönderme işlemini de (upload) barındırır. Bu durumu şöyle açıklamak mümkün: İnternet üzerinden veri indirirken, başarıyla ulaşan veri paketlerinin karşı tarafa bildirilmesi gerekir. Eğer bu onay işlemi sırasında bir gecikme yaşanırsa, karşı taraf tekrar aynı veri paketini göndermeye başlar. Dolayısıyla, dosya indirirken aynı zamanda da dışarıya dosya gönderiyorsanız bu onay mesajının karşı tarafa ulaşması gecikir. Bu durumda da karşı taraf size aynı veri paketini tekrar tekrar göndermeyi dener ve sonuçta dosya indirme hızınız düşer. Paylaşım programlarını veya FTP araçlarını kullanarak upload yaparken, download kapasitenizin büyük kısmı boş olmasına rağmen web sitelerinin yavaş açılması veya tam hızda dosya indirememe vs. gibi sorunların tüm nedeni budur.
Bu sorunu ortadan kaldırarak, bağlantınızı en yüksek verimle kullanabilmek için özel programlara ihtiyacınız var. Henüz çok az sayıda bulunan bu programların en başarılı örneği şüphesiz (http://www.cfos.de/download/download_e.htm
) adresinde yer alan cFosSpeed 1.08 programı. Özel ağ sürücüleri ile birlikte gelen cFosSpeed, sahip olduğu "Traffic Shaping" teknolojisi sayesinde gönderilecek olan veri paketlerini inceliyor ve onay paketlerine öncelik tanıyarak normal veri paketlerini bekleme sırasına koyuyor. Bu sayede, bant genişliğiniz en verimli bir biçimde kullanılmış oluyor. Sadece Windows 2000 / XP / 2003 sistemleri destekleyen cFosSpeed, kullanmaya başladıktan sonra, bu programın sağladığı avantajı gözle görülür bir biçimde hissedeceksiniz. Özellikle ADSL bağlantılarını en üst seviyelerde kullananlar, bu programı şimdiye kadar kullanmadıklarına pişman olabilirler. Deneme sürümü tüm özellikleriyle 45 gün boyunca ücretsiz olarak kullanılabilen cFosSpeed'in lisans ücreti ise 29 Euro olarak belirlenmiş.
Önemli Not : Arkadaşlar yazıda da anlatıldığı gibi CFosSpeed : Sisteminize kurduğu ağ sürücüleri ve "Traffic Shaping" teknolojisi sayesinde gelen ve giden veriler arasında mükemmel denge kuruyordu. Yazıda anlatılanCFosSpeed programını bazı portları kapatıp bazılarına higt yaparak daha hızlı internette gezebilirsiniz. Bunu için p2p portu olarak yine 4662 ve 11902'i kullandiginizi ayni zamanda http https pop3 smtp ftp icq ve msn uygulamalari arasinda traffi shaping'in otomatik ayarlanmasini saglayan bir dosya hazirladim. Ayrica Telnet güvenlik amaci ile kapatilmistir, isteyenler acabilir. Dosyayi bir batch dosyasi olarak kaydedip calistirin; bilmeyenler icin notepad'e yapistirin. cfos.bat ismiyle kaydedip cift tiklayin. Hızlı sörf ve download'ların tadını çıkarın. Bu programla ve ayarları ilgili türkçe anlatımlı olarak daha çok bilgiye sahip olmak istiyorsanız :TIKLAYIN Saygılarımla...
Not: Programı kurduktan son BeFaster'ı kurup yazıdaki ayarları yapın...
cd C:\Program Files\cFosSpeed
spd class p2p -prio 60
spd filter -A -tcp-dport 4662 -c p2p
spd filter -A -tcp-sport 4662 -c p2p
spd filter -A -udp-dport 11902 -c p2p
spd filter -A -udp-sport 11902 -c p2p
spd class web -prio 75
spd filter -A -tcp-dport 80 -c web
spd filter -A -tcp-sport 80 -c web
spd filter -A -udp-sport 80 -c web
spd filter -A -udp-dport 80 -c web
spd filter -A -tcp-dport 443 -c web
spd filter -A -tcp-sport 443 -c web
spd filter -A -udp-sport 443 -c web
spd filter -A -udp-dport 443 -c web
spd class ftp -prio 65
spd filter -A -tcp-dport 21 -c ftp
spd filter -A -tcp-sport 21 -c ftp
spd class mail -prio 67
spd filter -A -tcp-dport 110 -c mail
spd filter -A -tcp-sport 110 -c mail
spd filter -A -udp-sport 110 -c mail
spd filter -A -udp-dport 110 -c mail
spd filter -A -tcp-dport 25 -c mail
spd filter -A -tcp-sport 25 -c mail
spd filter -A -udp-sport 25 -c mail
spd filter -A -udp-dport 25 -c mail
spd class im -prio 77
spd filter -A -tcp-dport 1863 -c im
spd filter -A -tcp-sport 1863 -c im
spd filter -A -udp-sport 6901 -c im
spd filter -A -udp-dport 6901 -c im
spd filter -A -udp-dport 4000 -c im
spd filter -A -udp-sport 4000 -c im
spd filter -A -tcp-sport 20000 -c im
spd filter -A -tcp-dport 20000 -c im
spd filter -A -tcp-sport 20019 -c im
spd filter -A -tcp-dport 20019 -c im
spd filter -A -tcp-sport 20039 -c im
spd filter -A -tcp-dport 20039 -c im
spd filter -A -tcp-sport 20059 -c im
spd filter -A -tcp-dport 20059 -c im
spd filter -A -tcp-dport 23 -c drop
spd filter -A -tcp-sport 23 -c drop
spd filter -A -udp-sport 23 -c drop
spd filter -A -udp-dport 23 -c drop
spd save -all
Uzman İpucu: Oyuncular için CFosSpeed ayarları
ADSL bağlantınızı kullanarak arkadaşlarınızla internet üzerinden oyun oynamayı seviyorsanız, cFosSpeed'le oyun zevkini artırmak için ufak bir hileye başvurabilirsiniz.
Bu işlem için cFosSpeed'in kurulu olduğu dizindeki SETTINGS.INI dosyasını Not Defteri ile açmalı ve bu dosyanın içerisindeki [filters] başlığının altına aşağıdaki değerlerden sizin için uygun olanını yazmalısınız. Bu işlemi yaparken mevcut değerleride silmeniz gerektiği için, dosyanın orjinal halini yedeklemenizi öneririm.
TCP portlar için:
[filters]
; dest port=1234
filter=-tcp-dport 1234 -c high
; source port=5678
filter=-tcp-sport 5678 -c high
UDP portlar için:
[filters]
; dest port=1234
or filter=-udp-dport 1234 -c high
; source port=5678
or filter=-udp-sport 5678 -c high
Yeni ayarlarınızı test edin
Bu yazıda anlatılan ayarlamaları ve programları kullanmaya başladıktan sonra, internet bağlantınızda yaşadığınız hız artışını kolayca fark edebileceğinize eminim. Web sayfalarının açılma hızı veya P2P programlarından aldığınız toplam performans bu yazıdaki önerilerim sayesinde tavan yapacaktır. Buna rağmen, sayısal olarak ne kadar bir performans artışı yakaladığınızı (veya gerçekten böyle bir artış olup olmadığını) öğrenmek için internet bağlantı hızınızı test eden çeşitli servislerden yararlanabilirsiniz. İnternet üzerinde, bu tip servisleri sunan ücretli ve ücretsiz çok sayıda site bulunuyor. Bu siteler arasında öne çıkmayı başaran şu iki servisi önerebilirim:
http://speedtest.dslreports.com
http://www.toast.net/performance/
Temel Network Kurulum Rehberi
Ülkemizde İnternetin son kullanıcıya ulaşması 1996-97 yıllarında gerçekleşti. Bürokrasinin duyarsızlığı ve bilgisizliği, alt yapı eksikliği, sermaye yetersizliği Ne derseniz deyin İnternetle buluşmamız hayli geç oldu, geç olsun ama güç olmasın diye bir atasözümüz vardır, ama bizde işler hem geç hem de güç bela yürüyor çoğu zaman.
Son kullanıcıya sunulan ilk bağlantı seçeneği, telefon hatları üzerinden modem ile dial-up bağlantı şeklindeydi. Zaman içinde İnternete bağlantı seçeneklerimiz çeşitlendi, ancak belki de en uygun seçenek olan ADSL oldukça geç ve zahmetli bir şekilde kullanıma sunuldu. Bugün itibariyle gerek Türk Telekom gerekse özel sektör ADSL hizmeti vermeye başladı, önümüzdeki dönemde hem hizmet kalitesi, hem de fiyatlar açısından daha güzel gelişmeler bekleyebiliriz.
ADSL binlerce kişinin tercih ettiği bağlantı türü olunca, bu teknoloji hakkında kapsamlı bir yazı hazırlamak gereği ortaya çıktı. Karşınızda oldukça kapsamlı bir ADSL yazısı var, ister ADSL almayı düşünüyor olun, ister halihazırda kullanıyor olun bu yazıda faydalı bir şeyler bulacağınıza inanıyorum.
İsterseniz, ADSLi anlatmaya başlamadan önce İnternete bağlanabilmek için elimizde olan diğer seçenekleri kısaca inceleyelim:
Kiralık hat
Bu seçenek sadece kurumsal kullanıcılar için geçerli. İş yerinizle servis sağlayıcı arasında Telekomun data hatları üzerinden sabit bir bağlantı sağlanıyor.
Servis sağlayıcıya İnternet bağlantısı için bir ücret öderken, Telekoma da data hattı için ayrı bir ücret ödeniyor. Maliyetleri topladığınızda en düşük hızdaki bağlantılar için dahi aylık yüzlerce dolar para ödenmesi gerekiyor, ayrıca bağlantı için alınacak özel modemler/yönlendiriciler de yine yüzlerce dolara mal oluyor. Kurumsal kullanıcılar için uzun bir süre bu tip bağlantı tek seçenek olarak görülüyordu ancak ADSL bu durumu değiştirebilir.
Kiralık hatların ADSLe göre avantajı senkron olması, yani 128 kbps bir hat aldığınızda bu 128 kpbs gönderim ve alım yapabileceğiniz anlamına geliyor (oysa ADSLde indirim hızı yüksek ama gönderim hızları düşük 2048 / 512 gibi).
Ayrıca kritik uygulamalarda kiralık hatlar daha güvenli, bir kere çalışır hale gelince, kolay kolay sorun yaşamıyorsunuz.

Uydu
Uydu üzerinden İnternet çok yüksek hızları vaadetmesine rağmen bazı dezavantajları nedeniyle yeterli ilgiyi göremedi. Yakın bir zamana kadar uydu bağlantısı için kurulacak ekipman pahalıydı ve tek yönlü veri aktarımına izin veriyordu. Yani uydu üzerinden sadece veri indirebiliyordunuz. Veri gönderimi için yine telefon hattından ikinci bir bağlantınızın olması gerekiyordu. Ancak şu anda karasal hatlardan bağımsız, veri alıp gönderebilen uydu seçenekleri mevcut ayrıca son dönemde rekabet ve yaygınlaşma sonucu fiyatlarda da önemli düşüşler meydana geldi.
Yüksek maliyetler ve uygulama zorluklarını yanı sıra uydunun kendine has bazı dezavantajları var. Gecikme bunlardan birisidir. Size ulaşacak bilgi önce servis sağlayıcıdan uzaydaki uyduya, oradan da sizin çanak anteninize kadar uzun bir mesafe kat etmek zorunda. Bu durumda bazı uygulamalarda (on-line oyunlar gibi) problemler söz konusu olabiliyor.
Ancak uydu bağlantısı size uydu ile haberleşme imkanı verdiği için bir takım ekstralara sahip. Örnek olarak, tüm uydu yayınlarını izleyebilme, kendi uydu yayınınızı yapabilme böylece sizin kanalınızı izleyenlere on-line eğitim ve benzeri hizmetleri sunabilme sayılabilir.

Ancak ortalama bir İnternet kullanıcısı için en ideal çözüm olmadığını görüyoruz. Bu en azından ülkemiz için şu anda böyle, ancak yurtdışında daha uygun fiyatlı uydu çözümleri mevcut. Uydu üzerinden çok yüksek hızlarda indirme (download) yapılabildiği için gelecekte yine uydu İnternet öne çıkabilir.
Bu arada uydudan veri indirmekle ilgili bir noktayı açıklamak lazım. Uydu İnternet kullanmak için bir dijital uydu kartına (bilgisayara takılacak bir PCI kart), çanak anten ve LNB'ye ihtiyacınız var. Daha sonra bu hizmeti veren firmalara başvurup, parasını ödeyip abone olmanız gerekiyor. Bundan sonra normal olarak İnterneti kullanabilirsiniz. Ancak eğer bir dijital uydu kartınız ve uydu/lnb setiniz varsa, çeşitli programlar kullanarak, uydu İnternet servisini parasını vererek kullanmakta olan kullanıcıların indirdikleri dosyaları sizde kendi bilgisayarınıza kaydedebiliyorsunuz. Uydunun doğası gereği bir kullanıcıya gönderilen veri aslında o bölgedeki tüm uydu antenlere ulaşıyor. Siz de, sizin çanağınıza da gelen bu veriyi kendi bilgisayarınıza kaydedebiliyorsunuz. Ancak bunu İnternet bağlantısı olarak tanımlamak mümkün değil. Çünkü belli bir web sayfasını veya dosyayı seçip indirmeniz mümkün değil, sadece diğer kullanıcıların o anda indirmekte olduğu dosyaları sizde kendi bilgisayarınıza kaydedebiliyorsunuz.
Kablonet
Türkiye'de Kablo TV yayınları 1991 yılında PTT tarafından dokuz büyük ilde başlatılmış (İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Konya, Antalya, Gaziantep, Kayseri) ve kısa sürede yoğun ilgi görmüştür. Önceleri 22 televizyon kanalı, 4 radyo istasyonu ile yayınına başlayan Kablo TV, kısa sürede televizyon kanalı sayısını 35'e çıkarmıştır. Bu gün 45 televizyon kanalı Kablo TV sistemi üzerinden yayınlanmaktadır. 1997 yılında mevcut 9 bölgeye ilave olarak 21 yeni yayın bölgesinde Kablo TV Hizmetlerinin verilebilmesi için Türk Telekom Gelir Paylaşımı esasına göre ihaleye çıkmış, Kablo İletişim firmaları da bu bölgelerdeki yatırımlarını tamamlayarak Kablo TV hizmeti vermeye başlamışlardır.
Kablo İletişimcileri Derneği'nin web sitesinde Türkiye de kablotv şebekesinin tarihçesi böyle anlatılmış. Kablo TV, bir bölgede her binaya koaksiyel kablo çekilmesi ve TV yayınının bu kablo üzerinden verilmesidir. Yurt dışında, özellikle de ABDde çok geniş kablo tv şebekleri mevcuttur ve milyonlarca abonesi vardır. Tek bir kablo üzerinden yüzlerce tv kanalı çok net görüntüyle (antendeki gibi parazit olmaksızın) izlenebilir.
Daha sonraları, Madem her eve kablo çekmişiz, niye aynı hat üzerinden İnternet erişimi de vermiyoruz? denilerek kablo tv şebekesinden İnternet bağlantısı sağlanmaya başlamıştır. Ülkemizde kablonet olarak adlandırılan bu hizmet bulunmaktadır (kablonet aynı zamanda bu işi yapan firmalardan birisinin ismidir, ben genel manada kullanıyorum). Ancak öncelikle bölgenizde kablolu tv şebekesinin bulunması ve şebekeyi işleten firmanın İnternet hizmeti vermesi gerekmektedir. Yani evinizde kablo tv olması, kablonet kullanabileceğinizi garanti etmez. Kablonet için şebeke üzerinde bir takım değişiklikler yapılması gerektiği için yeterli abone olmayan yerlerde kablotv olsa bile kablonet olmayabiliyor.
Kablonet için kablo modem denilen bir cihaz kullanılır. Kablonetin telefon hatlarıyla hiçbir ilgisi yoktur. 7/24 İnternete bağlı kalabilirsiniz ve aylık sabit bir ücret ödersiniz.
Ancak Kablonetin birkaç dezavantajından söz etmek gerekiyor. Öncelikle evinizde/mahallenizde kablo tv şebekesinin döşenmiş olması gerekiyor. Ülkemizde uygun fiyatına rağmen çeşitli nedenlerle kablo tv şebekesi çok yaygınlaşamamıştır. Sadece büyük şehirlerin bazı semtlerinde kablo tv şebekesi bulunuyor. Kablonetin belki de en çok eleştiri alan yönü ise paylaşımlı bir sistem olmasıdır. Mahallenizdeki kablotv şebekesinin ortak bir İnternet çıkışı bulunmaktadır. Örneğin mahalledeki şebekenin çıkışı 1 Mbit olsun, eğer sadece siz hattı kullanıyorsanız satın aldığınız bağlantı hızınızı sonuna kadar kullanıp, örneğin 256 kbit bağlantınız varsa 30kbit/sn hızında indirme yapabilirsiniz. Böylece 4-5 kişi aynı anda İnterneti sorunsuzca kullanabilir. Ama bağlananların sayısı arttıkça performans düşmeye başlar. Mahallede aynı anda 100 kişi Kazaadan indirme yaptığında, her bir kullanıcının bant genişliği (yani İnternetten belli bir anda indirebileceği veri miktarı) oldukça düşecektir. Tabii ki bu problem, kablotv şebekesinin İnternet çıkışı arttırılarak çözülebilir. Esasen kablotv şebekesinin kendi içinde 10 Megabit gibi yüksek hızlarda veri transferi mümkündür. Ancak şebekenin İnternet çıkışı tüm kullanıcılara paylaştırılır.

Ayrıca kablotv şebekesi üzerinde çeşitli nedenlerle çok sık arıza olduğunu sık sık duyuyoruz, ancak bu durum teknolojiyle değil, uygulama ve hizmet kalitesiyle ilgili bir durum.
Diğer bir husus da fiyat elbette. Eğer bulunduğunuz bölgede hem kablonet hem de ADSL varsa fiyatlarını karşılaştırıp ona göre karar vermeniz gerekiyor.
Çevirmeli Ağ (Dial-Up)
Ülkemizde hala en çok kullanılan bağlantı şekli çevirmeli ağdır. Hepimizin evinde telefon hattımız var. Modemler ise 10 dolara kadar düşen fiyatlarıyla adeta her PCnin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Aslına bakarsanız, ADSL veya kablonet kullansanız bile, zaman zaman dial-up bağlanmak isteyebileceğiniz durumlar olacaktır.

Tabii ki çevirmeli ağ İnternetin nimetlerinden tam olarak faydalanmak için yeterli bir çözüm değil. En önemli problem hız; çevirmeli bağlantı ile ulaşabileceğiniz maksimum hız 56000 bit/saniyedir. Bu ise, saniyede (yaklaşık olarak) 7 Kilobaytla download yapabilirsiniz demektir. Ancak bu en iyi koşullarda geçerli bir hesaplamadır. Ortalama bir İnternet kullanıcısı 43000-50000 Bit/Saniye arası bir hızla bağlanır ve downloadlar 5 Kyı geçmez. Böyle bir bağlantı üzerinden radyo dinlenebilir ancak canlı tv yayınlarının kesintisiz izlenmesi pek mümkün olmaz.
Girdiğiniz sitelerde html versiyon üzerine tıklamak, flash versiyon üzerine tıklamaktan daha akıllıca bir hareket olur, çünkü 500klık bir flash dosyasının yüklenmesi dakikalar alacaktır.
İnternetin sunduğu onlarca özellik, dial-upla anlamsızlaşmaktadır. Örneğin ben sürekli bağlı değilsem ICQ kullanmanın ne mantığı var? Eğer ikide birde bağlantım kopacaksa dosya indirmenin, hele film veya mp3 indirmenin neresi zevkli diye düşünebilirsiniz ve bence haklısınız.
Dial-upın böyle dezavantajları olsa da hala en yaygın kullanılan bağlantı şekli ve bir süre daha bu böyle sürecek diyebiliriz.
GPRS
Cep telefonunuz üzerinden İnternete bağlanmak ister misiniz? Doğrusu ben isterim. Alırım laptopımı, çıkarım dağlara tepelere, bir yandan manzara, bir yandan da chat yaparım
GPRS veya General Packet Radio Service, cep telefonu şebekesi üzerinden veri alıp göndermeye yarayan teknolojinin ismidir. GSM hattınızı GPRSe açtırdıktan sonra, GPRS özelliği olan telefonunuzu bilgisayarınıza bağlıyorsunuz. Gerekli ayarlamaları yaptıktan sonra 7/24 İnternete bağlısınız.
Telsim bir dönem GPRS bağlantısını aylık sabit bir ücretle veriyordu, oldukça düşük olan bu ücret, bir çok kişiyi dial-up yerine GPRS kullanmaya sevk etmişti. Ancak şu anda tüm cep telefonu şebekesi işletmecileri GPRS hizmetini indirilen veri miktarına göre ücretlendiriyorlar. Yani, gene 7/24 bağlısınız, ancak veri indirdikçe, kilobayt başına belli bir ücret ödüyorsunuz.
GPRS ortalama bir ev/ofis kullanıcısı için uygun bir çözüm değil. Pahalı ve aynı zamanda dial-uptan bile daha yavaş. Ancak ileride daha yüksek hızlarda bağlantı seçenekleri çıkabilir, fiyat olarak ADSL ve benzeri çözümlere yaklaşması ise zor.
Ancak, GPRSin tam bir kurtarıcı olduğu uygulamalar da yok değil. Örneğin bayileri dolaşıp fiyat veren, sipariş alan plasiyer tipi elamanlar için, bir Pocket pc, GPRS bağlantısı ve genellikle web tabanlı bir uygulama üzerinden veri girişi en kolay çözüm durumunda olabiliyor.
ISDN
Integrated Services Digital Networkün kısaltması olan ISDN aslında salt İnternet bağlantısından veya veri aktarımından daha fazlasını sunan bir teknolojidir.
ADSL başlığı altında daha ayrıntılı inceleyeceğimiz gibi, evimiz/ofisimiz ile telefon santrali arasında kalan bakır kablo çifti (local loop, last mile) telefon şebekesinin en zayıf ama aynı zamanda en yaygın ve kısa zamanda değişmesi (bakırın fiberle değiştirilmesi gibi) mümkün gözükmeyen kısmıdır. Kullanıcı ile telefon santrali arasında haberleşme analog olarak gerçekleşmektedir ve bunun ileride anlatacağımız gibi bir çok kısıtlayıcı yönü bulunmaktadır.
İşte ISDN ile, veri, daha henüz kullanıcı tarafında iken dijitale çevrilmektedir. Bunun sonucu olarak eğer ISDN hattınız varsa; 8 taneye kadar farklı cihazı (telefon, faks, bilgisayar) tek ISDN hattına bağlayabilirsiniz ve aynı bakır hatta bağlı olmalarına rağmen bu cihazların farklı telefon numaraları olabilir. Aynı anda bu cihazlardan 2 tanesi veri alışverişi yapabilir (Basic Rate denilen ve ev/işyeri tipi kullanıcılar için önerilen ISDN tipi için).
ISDN üzerinden 128/128 Kbps veri aktarımı yapılabilir. Aynı anda da telefon hattınız üzerinden konuşma yapmanız da mümkündür.
ISDN hattınıza özel ISDN cihazları bağlayabileceğiniz gibi bir aparatla normal analog telefonunuzu ve hatta analog modeminizi bağlayabilirsiniz. ISDN hattında normal hat gibi karşı tarafın telefon numarasını çevirir ve konuşur/nete bağlanırsınız. Bağlı kaldığınız süre için para ödersiniz. ISDNde iki kanal mevcuttur. Her bir kanal 64 Kbps hızındadır. Sizin hız talebinize göre önce ilk kanal, sonra da otomatik olarak ikinci kanal devreye girer. İkinci kanalın devreye girmesiyle 2 katı kontör atmaya başlayacaktır.
Gördüğünüz gibi ISDN evimizdeki telefon hattının dijitale çevrilmesiyle ilgili İnterneti aşan bir çerçeveye sahip. İnternet bağlantısı açısından bakılırsa, ADSLin olmadığı ve kontör ücretlerinin kabul edilebilir olduğu durumlarda uygun bir seçenek olabilir. Ancak 128 Kbps gibi çok düşük bir hız sağlaması (ADSLin 2 Mbite kadar alınabildiği göz önüne alınırsa) ISDNi ADSL karşısında zayıf bırakıyor.
Bu arada bizim bahsettiğimiz ISDN BRI denilen ev/işyeri için önerilen ISDN tipi. ISDN PRI denilen ve yaklaşık ADSL hızında İnternet hızı sunabilen diğer bir ISDN çeşidi daha var. ISDN PRI ancak yüzlerce telefon hattına birden ihtiyaç duyan büyük şirketler, ISSler, üniversiteler vb. gibi yerler için, İnternet bağlantısının ötesinde, çok hatlı telefon hizmeti almak için tercih edilebilecek bir seçenek durumunda.
@mehmetkarahanlı@
Doğru ayarlari programlar ve yöntemler...
ADSL bağlantınızın hızını daha da üst seviyelere çıkartmak, verimliliği artırmak mı istiyorsunuz? Başka hiçbir yerde bulamayacağınız yöntemleri açıklıyorum.
ADSL, SAHİP OLDUĞU ÖZELLİKLER sayesinde kullanıcıların gönlünü kolayca fethetmeyi başarıyor. Bu bağlantı tipinin hız avantajları dışında, 7 gün 24 saat bağlı olma özelliği de çoğu kullanıcıyı oldukça tatmin ediyor. Bu sayede, ne kadar fatura gelecek derdi olmadan sınırsız bir biçimde web sitelerinde gezinebiliyor ve dosya aktarımı yapabiliyorsunuz. Buna rağmen, çoğu kullanıcı ADSL'in sınırlarını daha da zorlayabileceğinin farkında değil. Neden daha azıyla yetinesiniz ki? ADSL bağlantınız uygun programlar, sürücüler ve yöntemler sayesinde size her zaman daha fazlasını sunmaya hazır olarak bekliyor.
Windows ayarlarını optimize ederek bağlantı hızını artırmak
Windows işletim sistemleri, internet bağlantısı için çeşitli ayarları standart olarak sunar. Windows kayıt defteri (registry) içerisinden değiştirilebilen bu ayar, çoğu durumda sizin için en uygun ayarlar değildir. Özellikle söz konusu ADSL bağlantısı olduğunda, Windows'un standart ayarları çok yetersiz kalıyor. Bu yazıda çok teknik konulara girmek yerine pratik bir şekilde uygulanabilecek püf noktalarına değinmeyi hedeflesem de, bu ayarların bağlantı hızını nasıl etkilediğine basitçe değinmek istiyorum: Windows, internet üzerinden gelen her türlü veriyi (ve aslında dışarıya gönderdiği verileri de) paketler halinde alır (ve gönderir). Bu paketlerin boyutu, web sayfalarındaki gezinme veya dosya indirme hızını doğrudan etkileyebilmektedir. Sizde kendi bağlantı hızınıza ve ihtiyacınıza en uygun paket boyutunu tercih ederek, internet bağlantınızdan aldığınız verimi gözle görülür bir biçimde artırabilirsiniz. Yoksa, bu yöntemler sayesinde örneğin 256 Kbps hızındaki bir bağlantıyı kullanarak 300 Kbps hız elde etmeniz mümkün değildir. Buna rağmen, mevcut bağlantının sınırlarını sonuna kadar zorlamak için bu ayarlamaya ihtiyacınız var.
Windows'un internet ayarlarını bağlantı hızınıza, bağlantı tipinize ve kullanımınıza göre değiştirebilecek çok sayıda program mevcut. Bu programların en başarılı örneklerinden bir tanesi olan BeFaster'ın (http://www.download.com/BeFaster/3000-2381-10044897.html?part=dl-BeFaster&subj=dl)incelemesini ise yazının devamında bulabilirsiniz. Eğer sizin tercihiniz ücretsiz bir çözümden yanaysa, bu sefer de (www.speedguide.net/download.php) adresini ziyaret etmenizi şiddetle öneririm. Bu adreste, değişik bağlantı hızları ve değişik kullanım tipleri için çok sayıda ayar dosyası bulunuyor. Doğrudan kayıt defterinde değişiklik yapmanız için tek tıklamalık yamalar sunan bu site, ücretsiz bir çözüm arayanların gözdesi olabilir.
Kayıt defterinde yapacağımız iki değişiklik
Başlat'a tıklayıp Çalıştır...'a tıkladıktan sonra Regedit yazıp Enter tuşuna basıyoruz. Karşımıza gelen Kayıt Defteri penceresinde;
1) Schedule Task Kapatın
I.E 6 sunucuya her bağlandığında "schedule task" çalıştırmak ister, bu da kullanıcıya Internet'te yavaş surf olarak geri dönmektedir, zaten yavaş olan internet bağlantısını daha da yavaşlatmamak için bu özelliği kapatmakta fayda var. Bunun için; "HKEY_LOCAL_MACHINE/Software/Microsoft/Windows/CurrentVersion/Explorer/RemoteComputer/NameSpace" anahtarında ki "{D6277990-4C6A-11CF-8D87-OOAA0060 F5BF}" alt anahtarını silin.
2) Bağlantılarını Hızlandırmak
Windows XP, normalde yeni hizmeti "Ouality ofService"i (QoS) otomatik olarak yükler. Bu, hiçbir şey kazandırmamasına rağmen, DSL bağlantılar da dahil olmak üzere online bant genişliğinizin yüzde 20'sinin kaybolmasına neden olur.
İPUCU: QoS servisini kapatmalısınız. Bunun için Başlat/Çalıştır komutunu kullanarak "gpedit.msc" dosyasını açıp, Grup ilkesi penceresini görüntüleyin ve Bilgisayar Yapılandırması/Yönetim Şablonları/Ağ altında bulunan "QoS Paket Zamanlayıcısı" klasörünü aktif hale getirin. Burada bulunan "Ayrılabilir bant genişliğini sınırla özellikleri" öğesine iki kere tıklayın ve ekrana gelen penceredeki Etkin seçeneğini işaretleyin. Bunun sonucunda aktif hale geçen "Bant genişliği sınırı" kutusuna da "0" değerini girmelisiniz. Artık Internet bağlantınız öncekine kıyasla daha hızlı olacaktır.
BeFaster 3.5: Bir Türk programcının başarı eseri
Windows'un ayarlarında çeşitli değişiklikler yaparak internet bağlantınızı daha verimli bir biçimde kullanmanıza yardımcı olan BeFaster'ın başarılı bir Türk programcı olan Ekrem Deniz tarafından hazırlandığını önemle belirtmeliyim. ADSL bağlantılarını da başarıyla destekleyen bu program, çevirmeli bağlantıdan uydu bağlantısına kadar var olan tüm bağlantı çeşitlerini sorunsuz bir biçimde tanıyor. ADSL bağlantılar için pek gerekli olmasada, çevirmeli bağlantı kullanıcılar için BeFaster'ın sunduğu güzel bir özellik ise durgun modemleri uyandırıp, bağlantınızın kopmasını engelleyebilmesi.
Programı kullanabilmek için, öncelikli olarak Standart User basamağından istediğiniz hızlandırma seçeneğini tercih etmelisiniz. Bu başlık altında, değişik bağlantı tipleri için değişik seçenekler sunuluyor. ADSL bağlantısı kullanıyorsanız, en üstteki seçenek olan Lan, Cable, xDSL, ISDN, T1 or faster tuşuna tıklamalısınız. Eğer ADSL bağlantısını PPPoE sürücüleriyle kullanıyorsanız bu sefer de üstten ikinci seçenek olan Cable/DSL, Broadband running PPPoE tuşuna tıklamanız ve karşınıza çıkacak olan iki farklı seçenekten Normal settings'i seçmeniz gerekiyor. Eğer ileride herhangi bir sebeple Windows'un standart ayarlarına dönmek isterseniz, bu sefer de en alttaki seçenek olan Windows Default tuşuna tıklamanız gerektiğini hatırlatmalıyız. BeFaster tarafından standart olarak sunulan bu ayarlardan size uygun olanını tercih ettikten sonra Optimize settings tuşuna tıklayarak bu ayarları etkin hale getirebilirsiniz.
BeFaster'ın sunduğu standart ayarlar size yeterli gelmiyorsa ve bu ayarları kendiniz elle değiştirmek istiyorsanız, bu sefer de programın Advanced Users sekmesine geçmeniz gerekiyor. Windows'un sunduğu ayarları bu sekme içerisinden kendi tercihlerinize göre değiştirebilirsiniz. Tabii ki bu ayarları elle değiştirmeyi tercih edenlerin, ne yapıyor olduklarını bilmeleri çok önemli, aksi taktirde internet bağlantınızın hızını arttırmak yerine düşürebilirsiniz de.
Deneme sürümü 15 gün boyunca kullanılabilen BeFaster'ın lisans ücreti kişisel kullanımlar için 20 dolar, ticari kullanımlar içinse 50 dolar olarak belirlenmiş.
Upload ve download hızları arasındaki dengeyi sağlamak
ADSL bağlantıların hızları (standart çevirmeli bağlantılardan farklı olarak) download ve upload olmak üzere ikiye ayrılır. Bu sayede, bir yandan internetten dosya indirirken bir yandan da arkadaşınıza MSN Messenger üzerinden dosya döndermenizde hiçbir mahsur yoktur. Buna rağmen, ADSL kullanıcılar özellikle paylaşım programlarını kullanırken hep aynı problemle karşılaşırlar: Upload hızı arttıkça, download hızında yaşanan belirgin düşüş. Teorik olarak, ADSL bağlantısının upload ve download hızları sabittir ve bunlar birbirinden etkilenmezler. Ancak gerçek hayatta, işler her zaman böyle yürümez.
ADSL de dahil tüm internet bağlantılarında, dosya indirme işlemi (download) aynı zamanda içerisinde dosya gönderme işlemini de (upload) barındırır. Bu durumu şöyle açıklamak mümkün: İnternet üzerinden veri indirirken, başarıyla ulaşan veri paketlerinin karşı tarafa bildirilmesi gerekir. Eğer bu onay işlemi sırasında bir gecikme yaşanırsa, karşı taraf tekrar aynı veri paketini göndermeye başlar. Dolayısıyla, dosya indirirken aynı zamanda da dışarıya dosya gönderiyorsanız bu onay mesajının karşı tarafa ulaşması gecikir. Bu durumda da karşı taraf size aynı veri paketini tekrar tekrar göndermeyi dener ve sonuçta dosya indirme hızınız düşer. Paylaşım programlarını veya FTP araçlarını kullanarak upload yaparken, download kapasitenizin büyük kısmı boş olmasına rağmen web sitelerinin yavaş açılması veya tam hızda dosya indirememe vs. gibi sorunların tüm nedeni budur.
Bu sorunu ortadan kaldırarak, bağlantınızı en yüksek verimle kullanabilmek için özel programlara ihtiyacınız var. Henüz çok az sayıda bulunan bu programların en başarılı örneği şüphesiz (http://www.cfos.de/download/download_e.htm
) adresinde yer alan cFosSpeed 1.08 programı. Özel ağ sürücüleri ile birlikte gelen cFosSpeed, sahip olduğu "Traffic Shaping" teknolojisi sayesinde gönderilecek olan veri paketlerini inceliyor ve onay paketlerine öncelik tanıyarak normal veri paketlerini bekleme sırasına koyuyor. Bu sayede, bant genişliğiniz en verimli bir biçimde kullanılmış oluyor. Sadece Windows 2000 / XP / 2003 sistemleri destekleyen cFosSpeed, kullanmaya başladıktan sonra, bu programın sağladığı avantajı gözle görülür bir biçimde hissedeceksiniz. Özellikle ADSL bağlantılarını en üst seviyelerde kullananlar, bu programı şimdiye kadar kullanmadıklarına pişman olabilirler. Deneme sürümü tüm özellikleriyle 45 gün boyunca ücretsiz olarak kullanılabilen cFosSpeed'in lisans ücreti ise 29 Euro olarak belirlenmiş.
Önemli Not : Arkadaşlar yazıda da anlatıldığı gibi CFosSpeed : Sisteminize kurduğu ağ sürücüleri ve "Traffic Shaping" teknolojisi sayesinde gelen ve giden veriler arasında mükemmel denge kuruyordu. Yazıda anlatılanCFosSpeed programını bazı portları kapatıp bazılarına higt yaparak daha hızlı internette gezebilirsiniz. Bunu için p2p portu olarak yine 4662 ve 11902'i kullandiginizi ayni zamanda http https pop3 smtp ftp icq ve msn uygulamalari arasinda traffi shaping'in otomatik ayarlanmasini saglayan bir dosya hazirladim. Ayrica Telnet güvenlik amaci ile kapatilmistir, isteyenler acabilir. Dosyayi bir batch dosyasi olarak kaydedip calistirin; bilmeyenler icin notepad'e yapistirin. cfos.bat ismiyle kaydedip cift tiklayin. Hızlı sörf ve download'ların tadını çıkarın. Bu programla ve ayarları ilgili türkçe anlatımlı olarak daha çok bilgiye sahip olmak istiyorsanız :TIKLAYIN Saygılarımla...
Not: Programı kurduktan son BeFaster'ı kurup yazıdaki ayarları yapın...
cd C:\Program Files\cFosSpeed
spd class p2p -prio 60
spd filter -A -tcp-dport 4662 -c p2p
spd filter -A -tcp-sport 4662 -c p2p
spd filter -A -udp-dport 11902 -c p2p
spd filter -A -udp-sport 11902 -c p2p
spd class web -prio 75
spd filter -A -tcp-dport 80 -c web
spd filter -A -tcp-sport 80 -c web
spd filter -A -udp-sport 80 -c web
spd filter -A -udp-dport 80 -c web
spd filter -A -tcp-dport 443 -c web
spd filter -A -tcp-sport 443 -c web
spd filter -A -udp-sport 443 -c web
spd filter -A -udp-dport 443 -c web
spd class ftp -prio 65
spd filter -A -tcp-dport 21 -c ftp
spd filter -A -tcp-sport 21 -c ftp
spd class mail -prio 67
spd filter -A -tcp-dport 110 -c mail
spd filter -A -tcp-sport 110 -c mail
spd filter -A -udp-sport 110 -c mail
spd filter -A -udp-dport 110 -c mail
spd filter -A -tcp-dport 25 -c mail
spd filter -A -tcp-sport 25 -c mail
spd filter -A -udp-sport 25 -c mail
spd filter -A -udp-dport 25 -c mail
spd class im -prio 77
spd filter -A -tcp-dport 1863 -c im
spd filter -A -tcp-sport 1863 -c im
spd filter -A -udp-sport 6901 -c im
spd filter -A -udp-dport 6901 -c im
spd filter -A -udp-dport 4000 -c im
spd filter -A -udp-sport 4000 -c im
spd filter -A -tcp-sport 20000 -c im
spd filter -A -tcp-dport 20000 -c im
spd filter -A -tcp-sport 20019 -c im
spd filter -A -tcp-dport 20019 -c im
spd filter -A -tcp-sport 20039 -c im
spd filter -A -tcp-dport 20039 -c im
spd filter -A -tcp-sport 20059 -c im
spd filter -A -tcp-dport 20059 -c im
spd filter -A -tcp-dport 23 -c drop
spd filter -A -tcp-sport 23 -c drop
spd filter -A -udp-sport 23 -c drop
spd filter -A -udp-dport 23 -c drop
spd save -all
Uzman İpucu: Oyuncular için CFosSpeed ayarları
ADSL bağlantınızı kullanarak arkadaşlarınızla internet üzerinden oyun oynamayı seviyorsanız, cFosSpeed'le oyun zevkini artırmak için ufak bir hileye başvurabilirsiniz.
Bu işlem için cFosSpeed'in kurulu olduğu dizindeki SETTINGS.INI dosyasını Not Defteri ile açmalı ve bu dosyanın içerisindeki [filters] başlığının altına aşağıdaki değerlerden sizin için uygun olanını yazmalısınız. Bu işlemi yaparken mevcut değerleride silmeniz gerektiği için, dosyanın orjinal halini yedeklemenizi öneririm.
TCP portlar için:
[filters]
; dest port=1234
filter=-tcp-dport 1234 -c high
; source port=5678
filter=-tcp-sport 5678 -c high
UDP portlar için:
[filters]
; dest port=1234
or filter=-udp-dport 1234 -c high
; source port=5678
or filter=-udp-sport 5678 -c high
Yeni ayarlarınızı test edin
Bu yazıda anlatılan ayarlamaları ve programları kullanmaya başladıktan sonra, internet bağlantınızda yaşadığınız hız artışını kolayca fark edebileceğinize eminim. Web sayfalarının açılma hızı veya P2P programlarından aldığınız toplam performans bu yazıdaki önerilerim sayesinde tavan yapacaktır. Buna rağmen, sayısal olarak ne kadar bir performans artışı yakaladığınızı (veya gerçekten böyle bir artış olup olmadığını) öğrenmek için internet bağlantı hızınızı test eden çeşitli servislerden yararlanabilirsiniz. İnternet üzerinde, bu tip servisleri sunan ücretli ve ücretsiz çok sayıda site bulunuyor. Bu siteler arasında öne çıkmayı başaran şu iki servisi önerebilirim:
http://speedtest.dslreports.com
http://www.toast.net/performance/
Temel Network Kurulum Rehberi
Günümüzde evlerimizde birden fazla televizyon bulunuyor. Bundan birkaç yıl sonra aynı durum bilgisayarlar için de geçerli olacak; her evde 2 veya 3 bilgisayar bulunacak, hatta evdeki bir çok cihaz bilgisayarlar tarafından yönetilecek. Elbette bu sistemlerin birbirleriyle uyum içerisinde çalışabilmeleri için aralarına haberleşebilmesi gerekiyor. Bu rehberde evinizde veya işyerinizde bulunan bir kaç bilgisayar arasında en kolay, hızlı ve ucuz çözümlerle nasıl iletişim kurabileceğinizi ele alacağız.
Kablolu Ağ, Bağlantı Tipleri, Ürünler, Malzemeler
Neden kablolu network diye soracak olursanız, sizlere bir çok avantajını sayabiliriz. Hız, mesafe, uyumluluk, fiyat, genişletilebilirlik kategorilerinde en iyi değerleri ethernet ürünlerinde yakalayabiliyoruz. Diğer iletişim yöntemlerinde donanımın pahalı olması, mesafe sorunu gibi durumlar karşımıza çıkmakta. İletişim sağlayabilsek dahi tam olarak bir ağ ortamı yakalanamıyor maalesef. Örneğin iletişimin en kolay ve ucuz olarak gerçekleştirilebildiği seri veya paralel port üzerinden iki bilgisayarı birbirleri ile bağladığınızda hız, mesafe sorunlarının yanında ortama 3. bir bilgisayar eklemeye kalktığınızda maalesef eliniz kolunuz bağlanıyor. Kablosuz network ürünlerini ele alacak olursak, bir ev kullanıcısı için hala yeterince ucuzlamadıklarını düşünüyorum. Bunun yanı sıra standartlar ileriye yönelik olarak gelişimlerini sürdürmeye devam ediyor. Öte yandan kablo derdi olmadığı gibi, uygun ekipmanlarla iki bilgisayar arasındaki iletişim mesafesi kilometrelerle ifade edilebiliyor olması gerçekten önemli avantajlar.
Konumuz olan kablolu network bağlantılarına dönecek olursak, bu tipte bağlantılar kurmanın çeşitli yolları var. Bu yazıda bunlardan ikisini ele alacağız: 10/100 Mbps (Mega bit per second / saniyede 10 veya 100 milyon bit) hızında crossover / çapraz bağlantı ve yine 10/100 Mbps hub veya switch kullanarak 2 ya da daha fazla bilgisayar ve cihazlar (network ara yüzüne sahip modemler, yazıcılar gibi) ile oluşturulacak olan network yapısı. Crossover bağlantı tipinde de networke fazladan cihazlar eklenebilir. Bu konunun ayrıntılarına crossover ile ilgili kısımda değineceğiz. Bu iki network bağlantısı tipi ile ilgili ne tür malzemelere ve cihazlara gerek duyulduğunu, bağlantı tiplerine ait diğer özelliklerin de bulunduğu hemen alttaki tabloya bakarak öğrenebilirsiniz.
Bağlantı sayısıHızMalzemelerMesafeDonanımCrossover2 bilgisayar veya ek cihazlar10/100/1000 MbpsBağlanacak bilgisayar veya cihazların her bir çifti için bir kablo, her bir kablonun iki ucu için RJ45 tipinde erkek soket100 m.Her bir bilgisayar için bir tane 10/100 Mbps ethernet kartıHub/Switch2 veya daha fazla bilgisayar ve ek cihazlar10/100/1000 MbpsHer bir bilgisayar veya cihaz için 1 kablo, her bir kablonun iki ucu için RJ45 tipinde erkek soket100 m.Her bir bilgisayar için bir 10/100 Mbps ethernet kartı ve ihtiyaca göre 10/100 Mbps hub veya switch
Tabloda yer alan bilgiler ile ilgili bazı açıklamalarda bulunmakta fayda var. Öncelikle kullanılacak olan kablolar herhangi tipte bir kablo değil; Category 5 veya kısaca CAT5 olarak adlandırılan 10/100 Mbps hızına uygun üretilmiş kablolar olmalıdır. Bu tipte alacağınız bir kabloyu sıyırırsanız 4 tane sarmal çift (twisted pair) ile karşılaşacaksınız. Bu sarmal çiftler çeşitli renklerde renklendirilmiş durumdadırlar. Fakat kimi kablolarda sarmal çiftlerden sadece biri renklendirilir. Beyaz olan tel ise bu renklendirilmiş telin üzerine sarmal olarak hazırlanmıştır ve bu telin renk olarak çifti olduğu unutulmamalıdır. Nihayetinde, bu sarmal çiftleri uygun bir biçimde RJ45 soketlerine sokup basabilmeniz için bir basma aparatına (crimp tool) ihtiyacınız var. Açıkçası bu aparatın fiyatının tuzlu olduğunu belirtmeliyim. Fakat biraz araştırmayla piyasada oldukça uygun fiyatlı ürünler (örneğin Çin malı
ürünler) bulabilirsiniz. Kabloları, soketleri ve basma aparatını bazı elektronik malzeme satan veya yine bazı bilgisayar malzemesi satan dükkanlardan edinebilirsiniz. Bazı kelimesini kullanıyorum çünkü ne elektronik malzeme satan ne de bilgisayar malzemeleri satan yerlerin tamamı bu tür ürünleri bulunduruyor.
Basma aparatı
Kullanacağınız kabloları hazır olarak alabilirsiniz veya gideceğiniz yerde kabloları ve RJ45leri alıp, orada bastırabilirsiniz. Bu durumda mutlaka yaptırdığınız veya aldığınız kabloları test cihazı ile test ettirin.
RJ45 Kablo ucu
RJ45' e ait pin sıralaması
Bir de donanım ürünlerine göz atalım. Alacağınız Ethernet yani ağ kartlarının fiyatı 10$ civarında, hatta daha düşük fiyatlı kartlar olabilir. Bu tip kartların neredeyse tamamı anakart üzerinde yer alan PCI yuvalarına takılabilir, modeline göre 10/100/1000 Mbps hızlarında çalışabilir, ayrıca kimisi Wake On LAN fonksiyonuna sahiptir. Bu noktada çok dikkat etmeniz gereken bir konu var: Wake On LAN fonksiyonuna sahip bir kartı bilgisayarınıza takmadan önce mutlaka bilgisayarınızı kapattıktan sonra prizden fişini de çekin. Kartınızı boş bir PCI yuvasına taktıktan ve bilgisayarınızı açtıktan sonra kartınızın sürücülerini tanıtın. Gerçi, yeni sürüm Windows ve Linux işletim sistemleri kartınızı otomatik olarak tanıyıp, sürücülerini yükleyecektir. Bunların yanı sıra günümüzde bazı anakartlar üzerlerinde bir ethernet kontrolcüsü ile birlikte geliyor. Piyasada PCMCIA, USB gibi çeşitli tiplerde ethernet kartlarının bulunabildiğini ve daha yüksek fiyatlı oldukça kaliteli ürünlerin pazarda yer aldığını da hatırlatalım.
Hub mı yoksa Switch mi?
Hub veya Switch olarak ihtiyacınıza en uygun ürünü belirlemelisiniz. Piyasada artık çok uygun fiyatlı hublar bulunabiliyor. Switchler ise hublara göre daha pahalı. Hub ile switch arasındaki farka kısaca değinelim. Hub, bir porttan gelen veriyi geriye kalan tüm portlara dağıtır. Gelen verinin hangi bilgisayara gönderileceğine bakılmaksızın bu işlem gerçekleştirilir. Switch ise kendisine ulaşan veriyi hangi bilgisayara veya cihaza gönderilmesi gerekiyorsa o istemciye iletir. Tabii bu durumda bir switchin bir huba göre daha performanslı olduğunu görüyoruz. Çünkü bir hub gereksiz yere paketler göndererek trafiği sıklaştırır. 4, 8, 16 portlu gibi çeşitlik gösteren bu ürünlere bağlayacağınız cihaz sayısına uygun olan modeli belirlemeniz, cüzdanınız için faydalı olacaktır. Bir ev kullanıcısı için 4 veya 8 porta sahip bir hub fazlasıyla yeterlidir. Bazı hubların kutularında veya üzerlerinde switch ifadesini görebilirsiniz. Bu ibare 10 ve 100 Mbps hızlarında otomatik geçiş yapıldığını bildirir, sakın aldanmayın.
Kabaca düşünürsek, sadece 5-6 sistemden ibaret ufak bir ofis yada internet cafe ağı için 100Mbit hızında ve hub kullanan bir ağ tamamiyle yeterli olacaktır. Kullanıcı sayısı arttığındaysa hub yerine Switch tercih edilmesi olumlu sonuç verir. Günümüzde hub ve switchler arasındaki fiyat farkı hızla düştüğünden, bizim önerimiz eğer ileride ağınız genişleyecekse mutlaka switch tercih etmenizdir.
Kocaman yazılmış switch ifadesi
cihazın bir hub olduğu gerçeğini değiştirmiyor
Tüm bu bilgilerden sonra bilgisayar ağımız için gerekli malzemeleri toparlayıp, kolları sıvayabiliriz.
Crossover (Çapraz) Bağlantı
Bu tipte bir bağlantı, sadece 2 bilgisayar veya cihaz arasında gerçekleştirilebilir. Her bilgisayarda bir network kartı takılmış ve sürücülerinin doğru yüklenmiş olması gerekiyor. Bu işlemleri doğru olarak tamamladıysanız size nasıl hazırlanacağını göstereceğimiz kabloyu sistemlerinize takarak kendi network ortamınıza kavuşabilirsiniz.
Kablolu Ağ, Bağlantı Tipleri, Ürünler, Malzemeler
Neden kablolu network diye soracak olursanız, sizlere bir çok avantajını sayabiliriz. Hız, mesafe, uyumluluk, fiyat, genişletilebilirlik kategorilerinde en iyi değerleri ethernet ürünlerinde yakalayabiliyoruz. Diğer iletişim yöntemlerinde donanımın pahalı olması, mesafe sorunu gibi durumlar karşımıza çıkmakta. İletişim sağlayabilsek dahi tam olarak bir ağ ortamı yakalanamıyor maalesef. Örneğin iletişimin en kolay ve ucuz olarak gerçekleştirilebildiği seri veya paralel port üzerinden iki bilgisayarı birbirleri ile bağladığınızda hız, mesafe sorunlarının yanında ortama 3. bir bilgisayar eklemeye kalktığınızda maalesef eliniz kolunuz bağlanıyor. Kablosuz network ürünlerini ele alacak olursak, bir ev kullanıcısı için hala yeterince ucuzlamadıklarını düşünüyorum. Bunun yanı sıra standartlar ileriye yönelik olarak gelişimlerini sürdürmeye devam ediyor. Öte yandan kablo derdi olmadığı gibi, uygun ekipmanlarla iki bilgisayar arasındaki iletişim mesafesi kilometrelerle ifade edilebiliyor olması gerçekten önemli avantajlar.
Konumuz olan kablolu network bağlantılarına dönecek olursak, bu tipte bağlantılar kurmanın çeşitli yolları var. Bu yazıda bunlardan ikisini ele alacağız: 10/100 Mbps (Mega bit per second / saniyede 10 veya 100 milyon bit) hızında crossover / çapraz bağlantı ve yine 10/100 Mbps hub veya switch kullanarak 2 ya da daha fazla bilgisayar ve cihazlar (network ara yüzüne sahip modemler, yazıcılar gibi) ile oluşturulacak olan network yapısı. Crossover bağlantı tipinde de networke fazladan cihazlar eklenebilir. Bu konunun ayrıntılarına crossover ile ilgili kısımda değineceğiz. Bu iki network bağlantısı tipi ile ilgili ne tür malzemelere ve cihazlara gerek duyulduğunu, bağlantı tiplerine ait diğer özelliklerin de bulunduğu hemen alttaki tabloya bakarak öğrenebilirsiniz.
Bağlantı sayısıHızMalzemelerMesafeDonanımCrossover2 bilgisayar veya ek cihazlar10/100/1000 MbpsBağlanacak bilgisayar veya cihazların her bir çifti için bir kablo, her bir kablonun iki ucu için RJ45 tipinde erkek soket100 m.Her bir bilgisayar için bir tane 10/100 Mbps ethernet kartıHub/Switch2 veya daha fazla bilgisayar ve ek cihazlar10/100/1000 MbpsHer bir bilgisayar veya cihaz için 1 kablo, her bir kablonun iki ucu için RJ45 tipinde erkek soket100 m.Her bir bilgisayar için bir 10/100 Mbps ethernet kartı ve ihtiyaca göre 10/100 Mbps hub veya switch
Tabloda yer alan bilgiler ile ilgili bazı açıklamalarda bulunmakta fayda var. Öncelikle kullanılacak olan kablolar herhangi tipte bir kablo değil; Category 5 veya kısaca CAT5 olarak adlandırılan 10/100 Mbps hızına uygun üretilmiş kablolar olmalıdır. Bu tipte alacağınız bir kabloyu sıyırırsanız 4 tane sarmal çift (twisted pair) ile karşılaşacaksınız. Bu sarmal çiftler çeşitli renklerde renklendirilmiş durumdadırlar. Fakat kimi kablolarda sarmal çiftlerden sadece biri renklendirilir. Beyaz olan tel ise bu renklendirilmiş telin üzerine sarmal olarak hazırlanmıştır ve bu telin renk olarak çifti olduğu unutulmamalıdır. Nihayetinde, bu sarmal çiftleri uygun bir biçimde RJ45 soketlerine sokup basabilmeniz için bir basma aparatına (crimp tool) ihtiyacınız var. Açıkçası bu aparatın fiyatının tuzlu olduğunu belirtmeliyim. Fakat biraz araştırmayla piyasada oldukça uygun fiyatlı ürünler (örneğin Çin malı


Basma aparatı
Kullanacağınız kabloları hazır olarak alabilirsiniz veya gideceğiniz yerde kabloları ve RJ45leri alıp, orada bastırabilirsiniz. Bu durumda mutlaka yaptırdığınız veya aldığınız kabloları test cihazı ile test ettirin.

RJ45 Kablo ucu

RJ45' e ait pin sıralaması
Bir de donanım ürünlerine göz atalım. Alacağınız Ethernet yani ağ kartlarının fiyatı 10$ civarında, hatta daha düşük fiyatlı kartlar olabilir. Bu tip kartların neredeyse tamamı anakart üzerinde yer alan PCI yuvalarına takılabilir, modeline göre 10/100/1000 Mbps hızlarında çalışabilir, ayrıca kimisi Wake On LAN fonksiyonuna sahiptir. Bu noktada çok dikkat etmeniz gereken bir konu var: Wake On LAN fonksiyonuna sahip bir kartı bilgisayarınıza takmadan önce mutlaka bilgisayarınızı kapattıktan sonra prizden fişini de çekin. Kartınızı boş bir PCI yuvasına taktıktan ve bilgisayarınızı açtıktan sonra kartınızın sürücülerini tanıtın. Gerçi, yeni sürüm Windows ve Linux işletim sistemleri kartınızı otomatik olarak tanıyıp, sürücülerini yükleyecektir. Bunların yanı sıra günümüzde bazı anakartlar üzerlerinde bir ethernet kontrolcüsü ile birlikte geliyor. Piyasada PCMCIA, USB gibi çeşitli tiplerde ethernet kartlarının bulunabildiğini ve daha yüksek fiyatlı oldukça kaliteli ürünlerin pazarda yer aldığını da hatırlatalım.
Hub mı yoksa Switch mi?
Hub veya Switch olarak ihtiyacınıza en uygun ürünü belirlemelisiniz. Piyasada artık çok uygun fiyatlı hublar bulunabiliyor. Switchler ise hublara göre daha pahalı. Hub ile switch arasındaki farka kısaca değinelim. Hub, bir porttan gelen veriyi geriye kalan tüm portlara dağıtır. Gelen verinin hangi bilgisayara gönderileceğine bakılmaksızın bu işlem gerçekleştirilir. Switch ise kendisine ulaşan veriyi hangi bilgisayara veya cihaza gönderilmesi gerekiyorsa o istemciye iletir. Tabii bu durumda bir switchin bir huba göre daha performanslı olduğunu görüyoruz. Çünkü bir hub gereksiz yere paketler göndererek trafiği sıklaştırır. 4, 8, 16 portlu gibi çeşitlik gösteren bu ürünlere bağlayacağınız cihaz sayısına uygun olan modeli belirlemeniz, cüzdanınız için faydalı olacaktır. Bir ev kullanıcısı için 4 veya 8 porta sahip bir hub fazlasıyla yeterlidir. Bazı hubların kutularında veya üzerlerinde switch ifadesini görebilirsiniz. Bu ibare 10 ve 100 Mbps hızlarında otomatik geçiş yapıldığını bildirir, sakın aldanmayın.
Kabaca düşünürsek, sadece 5-6 sistemden ibaret ufak bir ofis yada internet cafe ağı için 100Mbit hızında ve hub kullanan bir ağ tamamiyle yeterli olacaktır. Kullanıcı sayısı arttığındaysa hub yerine Switch tercih edilmesi olumlu sonuç verir. Günümüzde hub ve switchler arasındaki fiyat farkı hızla düştüğünden, bizim önerimiz eğer ileride ağınız genişleyecekse mutlaka switch tercih etmenizdir.

Kocaman yazılmış switch ifadesi
cihazın bir hub olduğu gerçeğini değiştirmiyor
Tüm bu bilgilerden sonra bilgisayar ağımız için gerekli malzemeleri toparlayıp, kolları sıvayabiliriz.
Crossover (Çapraz) Bağlantı
Bu tipte bir bağlantı, sadece 2 bilgisayar veya cihaz arasında gerçekleştirilebilir. Her bilgisayarda bir network kartı takılmış ve sürücülerinin doğru yüklenmiş olması gerekiyor. Bu işlemleri doğru olarak tamamladıysanız size nasıl hazırlanacağını göstereceğimiz kabloyu sistemlerinize takarak kendi network ortamınıza kavuşabilirsiniz.
- Crossover kablonun hazırlanışı:
Bu işlem için uygun uzunlukta bir CAT5 kablo ve iki tane RJ45 erkek sokete ihtiyacımız var. Kablo uzunluğunu, ölçtüğünüz değerden her zaman 1 m. fazla tutun. Böylece kablonun kısa gelme ihtimalinden uzaklaşırsınız. Öncelikle sarmal çiftlerin kablo uçlarında nasıl dizildiğini inceleyelim.
Sarmal çiftler
Crossover kablonun bir ucundaki renk sıralaması
Kabloların uçlarını RJ45 soketlere basmadan önce uygun bir biçimde açıyoruz. Bu işlem için basma aparatınızın üzerinde kablo sıyırmak için kısımlar varsa kullanabilirsiniz. Sarmal çiftlerin uzunluğu uygun miktarda olmalıdır. Bu uzunluk 1.2 - 1.4 cm. civarında seçilirse kablo düzgün biçimde sıkışacaktır. Aksi takdirde RJ45 in kabloyu sıkıştırıp, çıkmasını engelleyecek olan kısım kablonuzu tam olarak kavrayamaz.
Renk sıralamasının uygulaması
Resimlerde görebileceğiniz gibi sarmal çiftleri uygun renk sıralaması ile sıralayıp RJ45 sokete yerleştireceğiz. RJ45 in klips kısmınına dikkat edin.
RJ45 basılmadan önce alınmış detay görüntüsü
Kablonun RJ45 içerisindeki görünümü
Kablonun RJ45 içerisindeki yerleşimini düzgünce yaptıktan sonra basma aparatımızı kullanarak sağlam bir biçimde kablomuzun bir ucunu RJ45 e sabitleyelim.
RJ45 basılmaya hazır
Basma işleminin ardından alınan detay görüntüsü
Sıra diğer ucun yapımına geldi. Yukarıdaki şekilde sarmal çiftler için ikinci bir dizilim bulunuyor. O renk dizilimi kablomuzun diğer ucuna ait. Gördüğünüz gibi az önce bastığımız kabloda yeşil-beyaz renkle kaplanmış olan kablomuz 1 no lu pine denk geldi. Burada ise bu tel 3 no lu pine denk gelecek. Bu sebeple bu kablonun adı crossover olarak benimsenmiştir.
Crossover kablonun diğer ucuna ait renk sıralaması
Renk sıralamasının uygulanmış hali
Kablonun RJ45' e basılmış hali
Arka taraftan görünüm
Kablonun yapımını tamamladık. RJ45 erkek soketleri bilgisayarlarınızdaki veya cihazlarınızdaki dişi soketlere taktıktan sonra bunları açın. Eğer iki bilgisayar veya cihazdan birini açarsanız bağlantı durumunuz değişmez; kablonun takılı olmadığı uyarısını alırsınız. Ancak her iki bağlantı noktasına da güç verildiği zaman bağlantı aktif olacaktır.
Peki ne yaparsak yapalım bağlantımız bir türlü aktif hale gelmiyor ve kablonun takılı olmadığı uyarısını alıyorsak, ne yapacağız? Bu durumun bir çok nedeni olabilir fakat donanımlarınızda bir problem yoksa muhtemel hata %99 hazırlanan kablodadır. Kablolarda oluşabilecek iki türlü hata olabilir: RJ45 pinlerinden biri veya daha fazlası tellere temas etmiyordur ya da RJ45 network kartınızdaki sokete tam olarak oturmuyordur. Gelin beraberce bu hataları nasıl düzeltebileceğimize göz atalım.
Kablonun takılı olmadığına dair uyarı mesajı
Öncelikle RJ45 pinlerinin tellere temas edip etmediğini test etmemiz gerekiyor. Bunun için piyasada kablo test cihazları satılıyor fakat buna gerek kalmadan eğer elinizde bir ölçü aleti (AVO metre) varsa kablo testini pratik olarak gerçekleştirebilirsiniz. Kablonun her iki ucuna takılı olan RJ45leri elimize alalım. Ölçü aletimizi direnç ölçmek için en küçük kademeye getirdikten sonra sırayla pinler arasındaki iletkenlik testini yapabiliriz. Örneğin yeşil-beyaz renkli tele basan pine ölçü aletinin bir ucunu, diğer uçtaki aynı renkli tele basan pine ölçü aletinin diğer ucunu değdirdiğimizde küçük bir direnç okunuyorsa, bu iki pin arasında iletkenlik vardır. Bütün pinleri kontrol ettikten sonra eğer bazı pinler arasında iletkenlik problemi varsa basma aparatına soketleri tekrar takarak iyice bastırın. Eğer problem giderilemiyorsa RJ45leri söküp yenilerini basmanız gerekir.
Eğer bütün pinlerin iletkenlik testini geçmesine rağmen bağlantı problemi yaşıyorsanız, bu durumda erkek RJ45, dişi olan sokete oturmuyor demektir. Basma aparatı bazen pinlere baskı yaparken yanlardaki plastik kısımlara da baskı yaparak bazı aralıkların daralmasına sebep olabiliyor. Bunu halletmek ise çok daha kolay. Elinize ince uçlu bir tornavida alın ve pinlerin kenarında yükselen plastik kısımları çok zorlamadan açmaya çalışın. Tabii bu açma işleminde bir yandaki kısma dikkat etmelisiniz. Bir tarafı açayım derken hemen yandaki boşluğu daraltabilirsiniz. Böylece plastik kenarlar arasındaki genişlikleri eşitledikten sonra erkek soketi yerine sokun. Büyük ihtimalle bu çözüm probleminizi ortadan kaldıracaktır. Kendi bastığım kablodaki problemi bu şekilde hallettiğimi söylemeliyim.
Herşey normal
Tüm işlemlere rağmen iletişim kurulamıyor; kurulsa dahi kopmalar, paket kayıpları gibi problemler oluyorsa kablo içerisindeki tellerde kırılma veya kablonun geçtiği yerlerde bir kabloya etki eden bir magnetik etkiden şüphe edilebilir.
Crossover bağlantı ile kullanılabilecek cihazlar
Crossover bağlantı tipi sadece iki bilgisayar arasında kullanılmaz. Günümüzde bir çok donanım network ara yüzü üzerinden haberleşebilecek devrelere sahiptir. Bu tip cihazların elbette en önemli iki tanesi modem ve yazıcıdır. Bu cihazlara, üretim tiplerine göre crossover veya straight through (patch cable) kablo bağlantısı yapılabilir. Bir modemi veya yazıcıyı eğer bir bilgisayara bağlayıp, o bilgisayar üzerinden paylaşıma açmak istiyorsanız ikinci bir network kartına ihtiyacınız olacaktır. Bağlantı kablosu ise cihaza bağımlıdır: crossover veya patch kablo olabilir. Örneğin günümüzde ülkemizde bol miktarda satılan ADSL modemlerde bazen crossover bağlantı kablosunun kullanıldığını görüyoruz. Bazı modellerde ise arada bir hub olmamasına rağmen network kartına patch kablo ile bağlantı yapılabiliyor. Özellikle bağlantı hızı 4 Mbit gibi değerlere çıkankablo modemlerdebu tipte (patch) bağlantı yapıldığını görüyoruz.
Crossover bağlantının sıklıkla kullanıldığı bir diğer alan ise biraz sonra anlatacağımız hub ve switchlerin kullanıldığı yıldız topolojisidir. İki hub kullanılarak oluşturulan ağ ortamları arasında veri transferi yapabilmek için kimi zaman bu tipte bir bağlantı kullanılır. Yıldız topolojisi, bu topolojide kullanılan patch (straight through) kabloların nasıl yapıldığı ve iki hub arasında nasıl veri transferi gerçekleştirilebileceğine dair konuları yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Hub Kullanarak Oluşturulan Ağlar
Öncelikle fazla detaya girmeden ne yapmaya çalıştığımıza bir göz atalım. Bunu için ise aşağıdaki resimden faydalanacağız.
Yıldız topolojisine örnek bir yapı
Gördüğünüz gibi birden fazla bilgisayar ve cihazdan oluşan bir ağ mevcut. Kendi aralarında ise hub veya switch yardımıyla haberleşiyorlar. Ağda bir modem ve yazıcı kullanıma açık. Böylece ağda bulunan bilgisayarlar, internete bu modem sayesinde ortak olarak erişebiliyorlar. Şekil itibariyle, bir noktadan çıkan bu bağlantılar yıldıza benzetildiği için bu yapı yıldız topolojisi olarak anılıyor. Benzer şekilde iki masaüstü bilgisayar ve bir kablo modem kullanarak bir ağ ortamı oluşturulabilir. Sizde buna benzer bir ağ yapısı oluşturmak istiyorsanız öncelikle bir hub veya switch edinmelisiniz. Hublar ev kullanıcıları için ucuza yeterli performans sağladığından daha çok bu cihazların üzerinde durmayı uygun buluyoruz. Hub ile switch arasındaki farka yazımızın ilk kısımlarında değinmiştik.
Eski bir huba ait görünütler, koaksiyel kablo için bağlantı noktası göze çarpıyor
Gigabit ethernet teknolojisi sebebiyle pabucu dama atılacak olan yeni bir hub
Yukarıda 10 Mbit hızında eski bir hub (beyaz olan) ve 10/100 Mbit hızlarında otomatik geçiş yapabilen yeni bir hub (siyah olan) görüyorsunuz. Her iki hub ikinci bir hub ile haberleşebilmek için bir uplink portuna sahip. Günümüzde neredeyse hubların tamamı bu uplink bağlantısına sahiptir. Eğer bir şekilde elinizdeki hubın uplink portu yok yada çalışmıyorsa bu problemi crossover kablo kullanarak aşabiliyoruz. Bu konuya birazdan değineceğiz.
Straight Through (Düz / Patch) kablonun hazırlanışı
Birazda hub veya switchler ile kullanılacak kablolara göz atalım. Kabloların yapımı ile ilgili detayları crossover kablonun yapılışı ile ilgili kısımda yeterince anlattık. RJ45leri orada anlatılan şekilde basmalısınız.
568A standardına göre dizilim
568B standardına göre dizilim
Dikkat ederseniz crossover kabloda kablonun bir ucundaki renk sıralamasıyla diğer ucundaki sıralama birbirinden farklıydı. Straight through kablolarda ise her iki uçtaki kablo dizilişi birebir aynıdır. Kısaca 1. pine denk gelen renk, diğer uçta yine 1. pine denk gelecektir. Bunu gerçekleştirmek için iki tane renk dizilimi standardı mevcuttur.
Gördüğünüz gibi kablonun bir ucu 568A sıralaması ile yapıldıysa diğer ucu da mutlaka aynı dizilimde olmalıdır. Burada ilginç olan durum crossover kablonun bir ucu 568A, diğer ucu 568B dizilimindedir.
Her bir bilgisayar veya cihaz için bir kablo hazırlamalısınız. Kablo dizilimine dikkat ederek RJ45leri bastıktan; kabloların bir ucunu huba diğer uçlarını ise kullanacağınız bilgisayar ve cihazlara taktıktan sonra eğer kablolarda bir problem yoksa ağınız kullanıma hazırdır.
Fiziksel olarak ağ kullanıma hazır
İki hub arasında bağlantı kurulumu
İki hub arasında haberleşmenin sağlanabilmesi için normalde mevcut olan uplink portu ve bu portlar arasında kullanılacak olan straight through, yani düz kablo yeterli olur. Bu işlemin mantığı çok basittir. Daha önce hubların herhangi bir porttan aldığı veriyi diğer bütün portlara dağıttıklarını söylemiştik. İki hub arasında bağlantı kurulurken bu özellikten faydalanılır.
Küçük bir anahtar yardımıyla bir port
uplink olarak kullanılabiliniyor
Yeni olan hubın uplink portu
Eğer hublardan birinde uplink portu yoksa veya çalışmıyorsa bir crossover kablo kullanarak problemi çözebilirsiniz. Bunun için her iki hub üzerinde de herhangi bir portu kullanabilirsiniz. Crossover kablonun nasıl yapılacağını yazımızın önceki bölümlerinde detaylı bir şekilde aktarmıştık.
Bu bilgilerle ağ bağlantısının fiziksel boyutunu anlatmayı bitirdik, şimdi sırada Windows içinden yapacağımız ayarlar var...
Ağ için Windows Ayarları
Gelelim Windows XP altında ağ kurulumu için yapılması gereken ayarlara. Temel olarak, aslında bir ağda yapmanız gereken herhangi bir ayar yok. Bilgisayarlardaki yerel ağ bağlantısı ayarlarları ile oynamadıysanız; sadece kabloları yerlerine takıp, bilgisayarları veya cihazları açmanız yeterli olacaktır. Geri kalanını Windows kendisi halledecektir. Yine de ağ bağlantısı kurulumu için yapılması gerekenleri beraberce inceleyelim.
Öncelikle Başlat> Ayarlar> Ağ Bağlantıları (Start> Settings> Network Connections) yolunu izleyerek bu pencereyi açın. Sihirbaz (Wizard) kısmında iki tane seçenek göreceksiniz. Bunlardan Ağ Kurulum Sihirbazını (Network Setup Wizard) çalıştırın. Aşağıdaki yönergeleri takip edin.
İlk çıkan pencerede İleri (next) tuşuna tıkladıktan sonra gelen ikinci pencerede network için gerekli bir takım hazırlarlardan bahsediliyor. Bu pencereyi de İleri tuşu ile geçtikten sonra size bir çok seçenekten oluşan bir pencere gelecek. Bu noktada sihirbazı çalıştırdığınız bilgisayarın ağdaki rolüne uygun olan seçeneği seçip, ileri tuşu ile ilerleyin.
Karşınıza gelen pencerede sizden bilgisayarınız için bir isim belirlemeniz isteniyor. Bu pencerede yer alan bilgisayar tanımlaması kutusunu boş bırakabilirsiniz.
İleri tuşuna bastığınızda çalışma grubunun atanacağı pencereye ulaşıyorsunuz. Burada ağınızda yer alan bilgisayarlar için bir çalışma grubu adı belirlemelisiniz ve ağdaki bütün bilgisayarlarda bu ad aynı olmak zorundadır.
Bir sonraki adımda yapılan ayarlar için bir onay penceresi karşınıza gelecek. Bilgileriniz doğruysa ileri tuşuna basarak bir sonraki adıma geçin.
Ayarların uygulanması gerçekleştikten sonra diğer bilgisayarlar için uygulanabilecek bir takım seçenekler karşınıza çıkacak. Bu noktada eğer ağdaki diğer bilgisayarlar Windows XP işletim sistemini kullanıyorsa bu sihirbazı diğer bilgisayarlarda da bir kere çalıştırmanız yeterli olacaktır. Bu sebeple son seçeneği seçmelisiniz. Eğer Ağınızda Windows 98 gibi bir işletim sistemine sahip bilgisayarlar mevcut ise ilk seçeneği seçerek bir ağ kurulum disketi oluşturabilirsiniz. Bu disketi eski işletim sistemine sahip bilgisayarlarda çalıştırmanız yeterli olacaktır.
Ağ ayarlarının elle yapılması
Ağ ayarlarını sihirbaza gerek duymadan gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için öncelikle bilgisayarınıza bir ad atamalı ve bir çalışma grubu belirlemelisiniz. Eğer ağda otomatik IP yapılandırması kullanılıyorsa bu durumda sadece bu iki ayarı yapmanız ağa bağlanabilmeniz için yeterli olacaktır.
Öncelikle Bilgisayarım (My Computer) simgesine sağ tıklayarak özelliklerine (properties) girin. Sekmeler arasından Bilgisayar Adı (Computer Name) sekmesini bulun. Bu pencerede Değiştir (Change) tuşuna tıkladığınızda karşınıza çıkacak olan pencerede, bilgisayarınız için bir ad ve çalışma grubu atayabilirsiniz.
Bilgisayar ve çalışma grubu adlarının atanması
Bu işlemin ardından Başlat> Ayarlar> Ağ Bağlantıları yolunu izleyerek Yerel Ağ Bağlantısını bulup, özelliklerine girin.
Yerel ağ bağlantısına ait özellikler penceresi
Gördüğünüz gibi bu pencerenin tepesinde ağ kartınızın ismi gözüküyor. Farenizin imlecini buraya sürüklediğinizde ağ kartınızın hangi slotta takılı olduğunu ve fiziksel ağ adresinin (MAC adresi) ne olduğunu görebilirsiniz. Ortada yer alan liste kutusunda ise ağ bağlantısı için gerekli uygulamaları ve protokolleri görebilirsiniz. Burada Internet Protocol (TCP/IP) hepimizin bildiği Dünyada kullanılan en yaygın ağ protokolüdür. Bunu seçip, özelliklerine girerek IP yapılandırılması ile ilgili ayarlara ulaşabilirsiniz.
Eğer sabit IP ataması yapma durumundaysanız bunu şu şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Internet Protocol seçili durumdayken Özellikler (Properties) tuşuna basarak ilgili pencereyi açın. Varsayılan olarak otomatik IP alınması ile ilgili seçeneğin aktif olduğunu göreceksiniz. Hemen altındaki seçeneği seçerek IP adresi, Alt ağ maskesi (Subnet mask), Varsayılan ağ geçidi (Default gateway) kutularını aktif hale getirin. Örneğin IP adresi 192.168.0.2 olarak atanması gereken bir bilgisayarın alt ağ maskesi 255.255.255.0 dır. Aşağıda görüldüğü şekilde kutuları doldurduktan sonra OK tuşu ile ayarlarınızı kaydedin.
Elle IP yapılandırması
IP adreslerinin ve alt ağ maskesinin belirlenmesi, ağ geçidi (gateway), domain (alan adı) gibi konuların her biri başlı başına sayfalarca ele alınabilecek kadar çok ayrıntılara sahip oldukları için bu başlık altında daha fazla ayrıntıya girmeden burada bitiriyoruz.
Servisler ve paylaşım
Ağınızda yer alan bilgisayarların paylaştırılmış dosyaları arasında gezinti yapmak istiyorsanız eğer şu servislerin otomatik olarak başlatılmasını sağlamalısınız:
Server (Sunucu)
Workstation (İş İstasyonu)
Computer Browser (Bilgisayar Tarayıcısı)
Dikkat ederseniz eğer, Bilgisayar Tarayıcısı hizmeti diğer iki hizmete bağımlı olarak çalışmaktadır. Kısacası bu hizmetten yararlanabilmek için diğer ikisi mutlaka çalışıyor olmalıdır.Windows XP altında klasörlerinizi paylaştırmak için iki seçeneğiniz var: basit dosya paylaşımını kullanmak veya kullanmamak; işte bütün mesele bu
. Basit dosya paylaşımı Windows XP varsayılan paylaşım düzenidir. Bir klasörde bu özelliği kullanmak için klasör üzerine farenizin sağ tuşu ile tıklayıp özelliklerine girdikten sonra Paylaşım sekmesinde Bu klasörü ağda paylaşıma aç (Share this folder on the network) kutucuğunu aktif haline getirin. Bu şekilde açılan paylaşım sonrasında ağdaki kullanıcılar, o klasör içerisinde bulunan dosyaları sadece okuyabilirler. Dosyalar üzerinde değişiklik yapılmasına da izin vermek istiyorsanız Ağ kullanıcıları dosyalarımı değiştirebilsin (Allow network users to change my files) kutucuğunu da aktif hale getirmelisiniz.
Basit dosya paylaşımı
Ağdaki paylaşımlarınızı basit dosya paylaşımını kullanmadan da açabilirsiniz. Bunun için Bilgisayarım penceresini açın. Araçlar> Klasör Seçenekleri (Tools> Folder Options) yolunu izleyerek açılan pencerede Görünüm (View) sekmesine gidin. Listede Basit dosya paylaşımı kullan (Use simple file sharing) kutusundaki işareti kaldırın. Bu işlemden sonra yine bir klasörün özelliklerinden Paylaşım sekmesine gittiğiniz zaman arayüzde değişiklikler olduğunu göreceksiniz. Burada kullanıcı sınırı koyabileceğiniz gibi her bir kullanıcıya veya kullanıcı gruplarına değişik yetkiler verebileceğiniz pencereye İzinler (Permissions) tuşunu kullanarak ulaşabilirsiniz.
Basit dosya paylaşımının kaldırılması
Gelişmiş dosya paylaşımı ve kullanıcı izinleri
Bizim tavsiyemiz kullanımı basit olduğundan ve güvenlik sebeplerinden dolayı basit dosya paylaşımını kullanmanızdan yanadır.
Ağ Denetiminde Kullanılabilecek Bazı Temel Komutlar
Birazdan bahsedeceğimiz komutları Başlat>Çalıştır (Start>Run) yolunu izleyerek açacağınız pencereye cmd (tırnaksız olarak) yazarak ulaşacağınız komut penceresinde uygulayabilirsiniz. Komut örnekleri tırnak içerisinde verilmiştir; tırnaksız olarak uygulamalısınız.
Bu komutla bilgisayarınızın ağa ait olan bilgilerini görebilirsiniz. Bunların arasında ağa bağlanırken kullanılan IP adresi, gateway sunucusunun IP adresi gibi bilgiler bulunabiliyor.
Ipconfig komutunun uygulanması
Bu komutun sağladığı en büyük yarar bilgisayarımızın ağa bağlanırken kullanacağı geçerli bir IP adresi alınıp, alınmadığını öğrenmemizi sağlar.
Ağ ortamında kullanılan en can alıcı komut budur. Kullanımı ping IPadresi şeklindedir. IP adresi kısmına ping çekmek istediğiniz bilgisayarın IP adresi veya domaini (alan adı) yazılmalıdır. Eğer sadece ping komutunu kullanırsanız, bu komuta ait bilgilerle karşılaşırsınız.
Ping komutuna ait ekran görüntüsü
Bu komutu kullanarak ağ ortamında bir bilgisayarın bağlı olup, olmadığını veya kendi ağ bağlantınızın çalışıp, çalışmadığını kontrol edebilirsiniz.
Bu komutun kullanımı ping komutuna benzerdir: tracert IPadresi. Ip adresi yerine yine alan adı yazılabilir. Bir ağ ortamında bir noktaya ulaşırken geçtiğiniz yol üzerinde yer alan sunucu, router gibi geçiş (hop) noktalarının sırası ve bu noktalara çekilen ping değerlerini görebilirsiniz. Sizin ve ulaşmak istediğiniz nokta arasında bir hop noktasında problem varsa paketleriniz burada kaybolacaktır. Bu komutla bu olayı gözlemleyebilirsiniz.
Tracert komutu, ilk hop noktası yerel ağda yer alan ağ geçidinin olduğuna dikkat edin
Bilgisayarınızın bir ağ ortamında kurmuş olduğu bağlantıların bir listesini çıkartır. Bu listede bağlı bulunan noktanın IP veya DNS adresi, TCP port numarası gibi bilgiler bulunur. Bu komut sisteme doğru veya sistemden dışarıya doğru oluşan bir worm, hack veya benzeri bir saldırı durumunda çok işe yarar. Örneğin tüm pencereleri kapatmanıza rağmen sistemden dışarıya doğru bir çok SMTP bağlantısının görülmesi muhtemel bir solucan (worm) varlığına dalalettir.
Netstat komutunun oluşturduğu liste
Bu komutların sadece yerel ağlar için değil internet gibi geniş alan ağlarında (WAN - Wide Area Network) da sıklıkla kullanıldığını belirtelim. Tabii internette dolaşırken resimde görülen liste daha uzun oluyor.
Değerlendirme
Yazımızın bu son kısmında güvenlik hakkında bir iki ufak hatırlatma yapmak uygun olur sanırım. Eğer ağınız internete açılacaksa bir firewall yazılımı veya donanımı kullanmanız kaçınılmazdır. Bunun dışında düzenli olarak ağ trafiğini kontrol edin. Trafikte karşılaşılacak anormal değişimler, bir solucanın varlığını haber verebilir. Bu sebeple ağdaki her bir bilgisayarda virus ve anti-trojan yazılımlarıbulundurmanız veri güvenliğiniz için faydalı olacaktır. Günümüzde virusler, ağ üzerinden oldukça etkili olabilmektedirler.
Bu yazımızda donanımsal ve yazılımsal olarak en basit düzeyde bir ağın nasıl yapılandırılabileceğini ele aldık. Bunu yaparken hemen her konuya biraz değinmeye çalıştık. Unutmayın ki burada anlatılan bir çok başlık kendi içerisinde uzun uzun ele alınıp, incelenebilir.
Kendi oluşturduğunuz ağ ortamında grup çalışmasının nimetlerinden faydalanırken boş vakitlerinizde yalnız başınıza oyun oynamak yerine ağ üzerinden insan zekasına karşı mücadele verebilirsiniz. Sanırım bir ağ oluşturmanın en zevkli yanı bu olsa gerek

Sarmal çiftler

Crossover kablonun bir ucundaki renk sıralaması
Kabloların uçlarını RJ45 soketlere basmadan önce uygun bir biçimde açıyoruz. Bu işlem için basma aparatınızın üzerinde kablo sıyırmak için kısımlar varsa kullanabilirsiniz. Sarmal çiftlerin uzunluğu uygun miktarda olmalıdır. Bu uzunluk 1.2 - 1.4 cm. civarında seçilirse kablo düzgün biçimde sıkışacaktır. Aksi takdirde RJ45 in kabloyu sıkıştırıp, çıkmasını engelleyecek olan kısım kablonuzu tam olarak kavrayamaz.

Renk sıralamasının uygulaması
Resimlerde görebileceğiniz gibi sarmal çiftleri uygun renk sıralaması ile sıralayıp RJ45 sokete yerleştireceğiz. RJ45 in klips kısmınına dikkat edin.

RJ45 basılmadan önce alınmış detay görüntüsü

Kablonun RJ45 içerisindeki görünümü
Kablonun RJ45 içerisindeki yerleşimini düzgünce yaptıktan sonra basma aparatımızı kullanarak sağlam bir biçimde kablomuzun bir ucunu RJ45 e sabitleyelim.

RJ45 basılmaya hazır

Basma işleminin ardından alınan detay görüntüsü
Sıra diğer ucun yapımına geldi. Yukarıdaki şekilde sarmal çiftler için ikinci bir dizilim bulunuyor. O renk dizilimi kablomuzun diğer ucuna ait. Gördüğünüz gibi az önce bastığımız kabloda yeşil-beyaz renkle kaplanmış olan kablomuz 1 no lu pine denk geldi. Burada ise bu tel 3 no lu pine denk gelecek. Bu sebeple bu kablonun adı crossover olarak benimsenmiştir.

Crossover kablonun diğer ucuna ait renk sıralaması

Renk sıralamasının uygulanmış hali

Kablonun RJ45' e basılmış hali

Arka taraftan görünüm
Kablonun yapımını tamamladık. RJ45 erkek soketleri bilgisayarlarınızdaki veya cihazlarınızdaki dişi soketlere taktıktan sonra bunları açın. Eğer iki bilgisayar veya cihazdan birini açarsanız bağlantı durumunuz değişmez; kablonun takılı olmadığı uyarısını alırsınız. Ancak her iki bağlantı noktasına da güç verildiği zaman bağlantı aktif olacaktır.
Peki ne yaparsak yapalım bağlantımız bir türlü aktif hale gelmiyor ve kablonun takılı olmadığı uyarısını alıyorsak, ne yapacağız? Bu durumun bir çok nedeni olabilir fakat donanımlarınızda bir problem yoksa muhtemel hata %99 hazırlanan kablodadır. Kablolarda oluşabilecek iki türlü hata olabilir: RJ45 pinlerinden biri veya daha fazlası tellere temas etmiyordur ya da RJ45 network kartınızdaki sokete tam olarak oturmuyordur. Gelin beraberce bu hataları nasıl düzeltebileceğimize göz atalım.

Kablonun takılı olmadığına dair uyarı mesajı
Öncelikle RJ45 pinlerinin tellere temas edip etmediğini test etmemiz gerekiyor. Bunun için piyasada kablo test cihazları satılıyor fakat buna gerek kalmadan eğer elinizde bir ölçü aleti (AVO metre) varsa kablo testini pratik olarak gerçekleştirebilirsiniz. Kablonun her iki ucuna takılı olan RJ45leri elimize alalım. Ölçü aletimizi direnç ölçmek için en küçük kademeye getirdikten sonra sırayla pinler arasındaki iletkenlik testini yapabiliriz. Örneğin yeşil-beyaz renkli tele basan pine ölçü aletinin bir ucunu, diğer uçtaki aynı renkli tele basan pine ölçü aletinin diğer ucunu değdirdiğimizde küçük bir direnç okunuyorsa, bu iki pin arasında iletkenlik vardır. Bütün pinleri kontrol ettikten sonra eğer bazı pinler arasında iletkenlik problemi varsa basma aparatına soketleri tekrar takarak iyice bastırın. Eğer problem giderilemiyorsa RJ45leri söküp yenilerini basmanız gerekir.
Eğer bütün pinlerin iletkenlik testini geçmesine rağmen bağlantı problemi yaşıyorsanız, bu durumda erkek RJ45, dişi olan sokete oturmuyor demektir. Basma aparatı bazen pinlere baskı yaparken yanlardaki plastik kısımlara da baskı yaparak bazı aralıkların daralmasına sebep olabiliyor. Bunu halletmek ise çok daha kolay. Elinize ince uçlu bir tornavida alın ve pinlerin kenarında yükselen plastik kısımları çok zorlamadan açmaya çalışın. Tabii bu açma işleminde bir yandaki kısma dikkat etmelisiniz. Bir tarafı açayım derken hemen yandaki boşluğu daraltabilirsiniz. Böylece plastik kenarlar arasındaki genişlikleri eşitledikten sonra erkek soketi yerine sokun. Büyük ihtimalle bu çözüm probleminizi ortadan kaldıracaktır. Kendi bastığım kablodaki problemi bu şekilde hallettiğimi söylemeliyim.

Herşey normal
Tüm işlemlere rağmen iletişim kurulamıyor; kurulsa dahi kopmalar, paket kayıpları gibi problemler oluyorsa kablo içerisindeki tellerde kırılma veya kablonun geçtiği yerlerde bir kabloya etki eden bir magnetik etkiden şüphe edilebilir.
Crossover bağlantı ile kullanılabilecek cihazlar
Crossover bağlantı tipi sadece iki bilgisayar arasında kullanılmaz. Günümüzde bir çok donanım network ara yüzü üzerinden haberleşebilecek devrelere sahiptir. Bu tip cihazların elbette en önemli iki tanesi modem ve yazıcıdır. Bu cihazlara, üretim tiplerine göre crossover veya straight through (patch cable) kablo bağlantısı yapılabilir. Bir modemi veya yazıcıyı eğer bir bilgisayara bağlayıp, o bilgisayar üzerinden paylaşıma açmak istiyorsanız ikinci bir network kartına ihtiyacınız olacaktır. Bağlantı kablosu ise cihaza bağımlıdır: crossover veya patch kablo olabilir. Örneğin günümüzde ülkemizde bol miktarda satılan ADSL modemlerde bazen crossover bağlantı kablosunun kullanıldığını görüyoruz. Bazı modellerde ise arada bir hub olmamasına rağmen network kartına patch kablo ile bağlantı yapılabiliyor. Özellikle bağlantı hızı 4 Mbit gibi değerlere çıkankablo modemlerdebu tipte (patch) bağlantı yapıldığını görüyoruz.
Crossover bağlantının sıklıkla kullanıldığı bir diğer alan ise biraz sonra anlatacağımız hub ve switchlerin kullanıldığı yıldız topolojisidir. İki hub kullanılarak oluşturulan ağ ortamları arasında veri transferi yapabilmek için kimi zaman bu tipte bir bağlantı kullanılır. Yıldız topolojisi, bu topolojide kullanılan patch (straight through) kabloların nasıl yapıldığı ve iki hub arasında nasıl veri transferi gerçekleştirilebileceğine dair konuları yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Hub Kullanarak Oluşturulan Ağlar
Öncelikle fazla detaya girmeden ne yapmaya çalıştığımıza bir göz atalım. Bunu için ise aşağıdaki resimden faydalanacağız.

Yıldız topolojisine örnek bir yapı
Gördüğünüz gibi birden fazla bilgisayar ve cihazdan oluşan bir ağ mevcut. Kendi aralarında ise hub veya switch yardımıyla haberleşiyorlar. Ağda bir modem ve yazıcı kullanıma açık. Böylece ağda bulunan bilgisayarlar, internete bu modem sayesinde ortak olarak erişebiliyorlar. Şekil itibariyle, bir noktadan çıkan bu bağlantılar yıldıza benzetildiği için bu yapı yıldız topolojisi olarak anılıyor. Benzer şekilde iki masaüstü bilgisayar ve bir kablo modem kullanarak bir ağ ortamı oluşturulabilir. Sizde buna benzer bir ağ yapısı oluşturmak istiyorsanız öncelikle bir hub veya switch edinmelisiniz. Hublar ev kullanıcıları için ucuza yeterli performans sağladığından daha çok bu cihazların üzerinde durmayı uygun buluyoruz. Hub ile switch arasındaki farka yazımızın ilk kısımlarında değinmiştik.


Eski bir huba ait görünütler, koaksiyel kablo için bağlantı noktası göze çarpıyor


Gigabit ethernet teknolojisi sebebiyle pabucu dama atılacak olan yeni bir hub
Yukarıda 10 Mbit hızında eski bir hub (beyaz olan) ve 10/100 Mbit hızlarında otomatik geçiş yapabilen yeni bir hub (siyah olan) görüyorsunuz. Her iki hub ikinci bir hub ile haberleşebilmek için bir uplink portuna sahip. Günümüzde neredeyse hubların tamamı bu uplink bağlantısına sahiptir. Eğer bir şekilde elinizdeki hubın uplink portu yok yada çalışmıyorsa bu problemi crossover kablo kullanarak aşabiliyoruz. Bu konuya birazdan değineceğiz.
Straight Through (Düz / Patch) kablonun hazırlanışı
Birazda hub veya switchler ile kullanılacak kablolara göz atalım. Kabloların yapımı ile ilgili detayları crossover kablonun yapılışı ile ilgili kısımda yeterince anlattık. RJ45leri orada anlatılan şekilde basmalısınız.

568A standardına göre dizilim

568B standardına göre dizilim
Dikkat ederseniz crossover kabloda kablonun bir ucundaki renk sıralamasıyla diğer ucundaki sıralama birbirinden farklıydı. Straight through kablolarda ise her iki uçtaki kablo dizilişi birebir aynıdır. Kısaca 1. pine denk gelen renk, diğer uçta yine 1. pine denk gelecektir. Bunu gerçekleştirmek için iki tane renk dizilimi standardı mevcuttur.
Gördüğünüz gibi kablonun bir ucu 568A sıralaması ile yapıldıysa diğer ucu da mutlaka aynı dizilimde olmalıdır. Burada ilginç olan durum crossover kablonun bir ucu 568A, diğer ucu 568B dizilimindedir.
Her bir bilgisayar veya cihaz için bir kablo hazırlamalısınız. Kablo dizilimine dikkat ederek RJ45leri bastıktan; kabloların bir ucunu huba diğer uçlarını ise kullanacağınız bilgisayar ve cihazlara taktıktan sonra eğer kablolarda bir problem yoksa ağınız kullanıma hazırdır.

Fiziksel olarak ağ kullanıma hazır
İki hub arasında bağlantı kurulumu
İki hub arasında haberleşmenin sağlanabilmesi için normalde mevcut olan uplink portu ve bu portlar arasında kullanılacak olan straight through, yani düz kablo yeterli olur. Bu işlemin mantığı çok basittir. Daha önce hubların herhangi bir porttan aldığı veriyi diğer bütün portlara dağıttıklarını söylemiştik. İki hub arasında bağlantı kurulurken bu özellikten faydalanılır.

Küçük bir anahtar yardımıyla bir port
uplink olarak kullanılabiliniyor

Yeni olan hubın uplink portu
Eğer hublardan birinde uplink portu yoksa veya çalışmıyorsa bir crossover kablo kullanarak problemi çözebilirsiniz. Bunun için her iki hub üzerinde de herhangi bir portu kullanabilirsiniz. Crossover kablonun nasıl yapılacağını yazımızın önceki bölümlerinde detaylı bir şekilde aktarmıştık.
Bu bilgilerle ağ bağlantısının fiziksel boyutunu anlatmayı bitirdik, şimdi sırada Windows içinden yapacağımız ayarlar var...
Ağ için Windows Ayarları
Gelelim Windows XP altında ağ kurulumu için yapılması gereken ayarlara. Temel olarak, aslında bir ağda yapmanız gereken herhangi bir ayar yok. Bilgisayarlardaki yerel ağ bağlantısı ayarlarları ile oynamadıysanız; sadece kabloları yerlerine takıp, bilgisayarları veya cihazları açmanız yeterli olacaktır. Geri kalanını Windows kendisi halledecektir. Yine de ağ bağlantısı kurulumu için yapılması gerekenleri beraberce inceleyelim.
Öncelikle Başlat> Ayarlar> Ağ Bağlantıları (Start> Settings> Network Connections) yolunu izleyerek bu pencereyi açın. Sihirbaz (Wizard) kısmında iki tane seçenek göreceksiniz. Bunlardan Ağ Kurulum Sihirbazını (Network Setup Wizard) çalıştırın. Aşağıdaki yönergeleri takip edin.
İlk çıkan pencerede İleri (next) tuşuna tıkladıktan sonra gelen ikinci pencerede network için gerekli bir takım hazırlarlardan bahsediliyor. Bu pencereyi de İleri tuşu ile geçtikten sonra size bir çok seçenekten oluşan bir pencere gelecek. Bu noktada sihirbazı çalıştırdığınız bilgisayarın ağdaki rolüne uygun olan seçeneği seçip, ileri tuşu ile ilerleyin.

Karşınıza gelen pencerede sizden bilgisayarınız için bir isim belirlemeniz isteniyor. Bu pencerede yer alan bilgisayar tanımlaması kutusunu boş bırakabilirsiniz.

İleri tuşuna bastığınızda çalışma grubunun atanacağı pencereye ulaşıyorsunuz. Burada ağınızda yer alan bilgisayarlar için bir çalışma grubu adı belirlemelisiniz ve ağdaki bütün bilgisayarlarda bu ad aynı olmak zorundadır.

Bir sonraki adımda yapılan ayarlar için bir onay penceresi karşınıza gelecek. Bilgileriniz doğruysa ileri tuşuna basarak bir sonraki adıma geçin.
Ayarların uygulanması gerçekleştikten sonra diğer bilgisayarlar için uygulanabilecek bir takım seçenekler karşınıza çıkacak. Bu noktada eğer ağdaki diğer bilgisayarlar Windows XP işletim sistemini kullanıyorsa bu sihirbazı diğer bilgisayarlarda da bir kere çalıştırmanız yeterli olacaktır. Bu sebeple son seçeneği seçmelisiniz. Eğer Ağınızda Windows 98 gibi bir işletim sistemine sahip bilgisayarlar mevcut ise ilk seçeneği seçerek bir ağ kurulum disketi oluşturabilirsiniz. Bu disketi eski işletim sistemine sahip bilgisayarlarda çalıştırmanız yeterli olacaktır.

Ağ ayarlarının elle yapılması
Ağ ayarlarını sihirbaza gerek duymadan gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için öncelikle bilgisayarınıza bir ad atamalı ve bir çalışma grubu belirlemelisiniz. Eğer ağda otomatik IP yapılandırması kullanılıyorsa bu durumda sadece bu iki ayarı yapmanız ağa bağlanabilmeniz için yeterli olacaktır.
Öncelikle Bilgisayarım (My Computer) simgesine sağ tıklayarak özelliklerine (properties) girin. Sekmeler arasından Bilgisayar Adı (Computer Name) sekmesini bulun. Bu pencerede Değiştir (Change) tuşuna tıkladığınızda karşınıza çıkacak olan pencerede, bilgisayarınız için bir ad ve çalışma grubu atayabilirsiniz.

Bilgisayar ve çalışma grubu adlarının atanması
Bu işlemin ardından Başlat> Ayarlar> Ağ Bağlantıları yolunu izleyerek Yerel Ağ Bağlantısını bulup, özelliklerine girin.

Yerel ağ bağlantısına ait özellikler penceresi
Gördüğünüz gibi bu pencerenin tepesinde ağ kartınızın ismi gözüküyor. Farenizin imlecini buraya sürüklediğinizde ağ kartınızın hangi slotta takılı olduğunu ve fiziksel ağ adresinin (MAC adresi) ne olduğunu görebilirsiniz. Ortada yer alan liste kutusunda ise ağ bağlantısı için gerekli uygulamaları ve protokolleri görebilirsiniz. Burada Internet Protocol (TCP/IP) hepimizin bildiği Dünyada kullanılan en yaygın ağ protokolüdür. Bunu seçip, özelliklerine girerek IP yapılandırılması ile ilgili ayarlara ulaşabilirsiniz.
Eğer sabit IP ataması yapma durumundaysanız bunu şu şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Internet Protocol seçili durumdayken Özellikler (Properties) tuşuna basarak ilgili pencereyi açın. Varsayılan olarak otomatik IP alınması ile ilgili seçeneğin aktif olduğunu göreceksiniz. Hemen altındaki seçeneği seçerek IP adresi, Alt ağ maskesi (Subnet mask), Varsayılan ağ geçidi (Default gateway) kutularını aktif hale getirin. Örneğin IP adresi 192.168.0.2 olarak atanması gereken bir bilgisayarın alt ağ maskesi 255.255.255.0 dır. Aşağıda görüldüğü şekilde kutuları doldurduktan sonra OK tuşu ile ayarlarınızı kaydedin.

Elle IP yapılandırması
IP adreslerinin ve alt ağ maskesinin belirlenmesi, ağ geçidi (gateway), domain (alan adı) gibi konuların her biri başlı başına sayfalarca ele alınabilecek kadar çok ayrıntılara sahip oldukları için bu başlık altında daha fazla ayrıntıya girmeden burada bitiriyoruz.
Servisler ve paylaşım
Ağınızda yer alan bilgisayarların paylaştırılmış dosyaları arasında gezinti yapmak istiyorsanız eğer şu servislerin otomatik olarak başlatılmasını sağlamalısınız:
Server (Sunucu)
Workstation (İş İstasyonu)
Computer Browser (Bilgisayar Tarayıcısı)
Dikkat ederseniz eğer, Bilgisayar Tarayıcısı hizmeti diğer iki hizmete bağımlı olarak çalışmaktadır. Kısacası bu hizmetten yararlanabilmek için diğer ikisi mutlaka çalışıyor olmalıdır.Windows XP altında klasörlerinizi paylaştırmak için iki seçeneğiniz var: basit dosya paylaşımını kullanmak veya kullanmamak; işte bütün mesele bu


Basit dosya paylaşımı
Ağdaki paylaşımlarınızı basit dosya paylaşımını kullanmadan da açabilirsiniz. Bunun için Bilgisayarım penceresini açın. Araçlar> Klasör Seçenekleri (Tools> Folder Options) yolunu izleyerek açılan pencerede Görünüm (View) sekmesine gidin. Listede Basit dosya paylaşımı kullan (Use simple file sharing) kutusundaki işareti kaldırın. Bu işlemden sonra yine bir klasörün özelliklerinden Paylaşım sekmesine gittiğiniz zaman arayüzde değişiklikler olduğunu göreceksiniz. Burada kullanıcı sınırı koyabileceğiniz gibi her bir kullanıcıya veya kullanıcı gruplarına değişik yetkiler verebileceğiniz pencereye İzinler (Permissions) tuşunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

Basit dosya paylaşımının kaldırılması

Gelişmiş dosya paylaşımı ve kullanıcı izinleri
Bizim tavsiyemiz kullanımı basit olduğundan ve güvenlik sebeplerinden dolayı basit dosya paylaşımını kullanmanızdan yanadır.
Ağ Denetiminde Kullanılabilecek Bazı Temel Komutlar
Birazdan bahsedeceğimiz komutları Başlat>Çalıştır (Start>Run) yolunu izleyerek açacağınız pencereye cmd (tırnaksız olarak) yazarak ulaşacağınız komut penceresinde uygulayabilirsiniz. Komut örnekleri tırnak içerisinde verilmiştir; tırnaksız olarak uygulamalısınız.
- Ipconfig
Bu komutla bilgisayarınızın ağa ait olan bilgilerini görebilirsiniz. Bunların arasında ağa bağlanırken kullanılan IP adresi, gateway sunucusunun IP adresi gibi bilgiler bulunabiliyor.

Ipconfig komutunun uygulanması
Bu komutun sağladığı en büyük yarar bilgisayarımızın ağa bağlanırken kullanacağı geçerli bir IP adresi alınıp, alınmadığını öğrenmemizi sağlar.
- Ping
Ağ ortamında kullanılan en can alıcı komut budur. Kullanımı ping IPadresi şeklindedir. IP adresi kısmına ping çekmek istediğiniz bilgisayarın IP adresi veya domaini (alan adı) yazılmalıdır. Eğer sadece ping komutunu kullanırsanız, bu komuta ait bilgilerle karşılaşırsınız.

Ping komutuna ait ekran görüntüsü
Bu komutu kullanarak ağ ortamında bir bilgisayarın bağlı olup, olmadığını veya kendi ağ bağlantınızın çalışıp, çalışmadığını kontrol edebilirsiniz.
- Tracert
Bu komutun kullanımı ping komutuna benzerdir: tracert IPadresi. Ip adresi yerine yine alan adı yazılabilir. Bir ağ ortamında bir noktaya ulaşırken geçtiğiniz yol üzerinde yer alan sunucu, router gibi geçiş (hop) noktalarının sırası ve bu noktalara çekilen ping değerlerini görebilirsiniz. Sizin ve ulaşmak istediğiniz nokta arasında bir hop noktasında problem varsa paketleriniz burada kaybolacaktır. Bu komutla bu olayı gözlemleyebilirsiniz.

Tracert komutu, ilk hop noktası yerel ağda yer alan ağ geçidinin olduğuna dikkat edin
- Netstat
Bilgisayarınızın bir ağ ortamında kurmuş olduğu bağlantıların bir listesini çıkartır. Bu listede bağlı bulunan noktanın IP veya DNS adresi, TCP port numarası gibi bilgiler bulunur. Bu komut sisteme doğru veya sistemden dışarıya doğru oluşan bir worm, hack veya benzeri bir saldırı durumunda çok işe yarar. Örneğin tüm pencereleri kapatmanıza rağmen sistemden dışarıya doğru bir çok SMTP bağlantısının görülmesi muhtemel bir solucan (worm) varlığına dalalettir.

Netstat komutunun oluşturduğu liste
Bu komutların sadece yerel ağlar için değil internet gibi geniş alan ağlarında (WAN - Wide Area Network) da sıklıkla kullanıldığını belirtelim. Tabii internette dolaşırken resimde görülen liste daha uzun oluyor.
Değerlendirme
Yazımızın bu son kısmında güvenlik hakkında bir iki ufak hatırlatma yapmak uygun olur sanırım. Eğer ağınız internete açılacaksa bir firewall yazılımı veya donanımı kullanmanız kaçınılmazdır. Bunun dışında düzenli olarak ağ trafiğini kontrol edin. Trafikte karşılaşılacak anormal değişimler, bir solucanın varlığını haber verebilir. Bu sebeple ağdaki her bir bilgisayarda virus ve anti-trojan yazılımlarıbulundurmanız veri güvenliğiniz için faydalı olacaktır. Günümüzde virusler, ağ üzerinden oldukça etkili olabilmektedirler.
Bu yazımızda donanımsal ve yazılımsal olarak en basit düzeyde bir ağın nasıl yapılandırılabileceğini ele aldık. Bunu yaparken hemen her konuya biraz değinmeye çalıştık. Unutmayın ki burada anlatılan bir çok başlık kendi içerisinde uzun uzun ele alınıp, incelenebilir.
Kendi oluşturduğunuz ağ ortamında grup çalışmasının nimetlerinden faydalanırken boş vakitlerinizde yalnız başınıza oyun oynamak yerine ağ üzerinden insan zekasına karşı mücadele verebilirsiniz. Sanırım bir ağ oluşturmanın en zevkli yanı bu olsa gerek