404 hatası, internetin sık karşılaşılan hatalarından bir tanesi. CERN laboratuvarlarına kadar dayanan geçmişiyle 404 hatasına biraz daha yakından bakalım.
Hepimiz en az bir defa 404 hatası ile karşılaşmışızdır. Bir siteye erişmek istediğimizde, istediğimiz sayfa yerine çıkabilen bu hata hakkında; niçin gerçekleşiyor?, 404ün bir manası var mı? gibi sorular kafamızı kurcalamıştır. Bu hatanın kökeni aslında internet öncesine gidiyor. Ancak önce internette neden gerçekleştiğine bakalım.
WWW, CERN ve Hypertext
İnternetin bu kadar geniş kitlelere ulaştığı ve artık gündelik bir gereksinim olduğu günleri yaşasak da, bir zamanlar hal böyle değildi. Hatta internet denilen icat yalnızca bilgisyarları birbirine bağlamak için kullanılıyordu, bugünkü gibi web tarayıcıları yoktu.
1980lerde, CERN laboratuvarlarında bir grup bilim adamı tarafından, tamamen iç ağlarında çalışan bir yapıydı www, yani world wide web. 404 numaralı ofislerine yerleştirdikleri serverın veri tabanı zamanla büyüdü. 2-3 kişiden daha fazlası bu bilgisayara erişmeye başladı. Erişim isteği oluştuğunda; bilgisayar aşırı yüklenmeden, server'ın aranan veriyi bulamamasından, verinin silinmesinden veya kırık linklerden dolayı bu hataya 404 numaralı oda hatası demişlerdi. HTTP protokolü çıktığında ise bu isim unutulmayarak 404:file not found hatası olarak literatüre geçmişti.
Hypertext'in Tarihçesi Daha Da Eskiye Gidiyor!
Aslında hypertext dediğimiz köprü bağlantıların, yani bir sayfa tıklanınca başka bir sayfaya gitmemizi sağlayan teknolojinin temeli 1945e kadar gidiyor. Bu tarihte Vannevar Bush Memex isimli analog bir cihaz yaparak zamanının çok ötesinde fikirler ortaya atmıştı. Ancak Bushun fikirleri 1960lara dek gerçekleştirilemedi, bu tarihten sonra dijital bilgisayarlar yapılabildi.
IT efsanesi Ted Nelson, Bushun bazı fikirlerini Xanadu projesi ile hayata geçirebildi. Bu sırada Douglas Engelbart da insan-bilgisayar etkileşimi üzerine çalışmalarda bulunuyordu. Bu iki bilim adamından sonra, köprüleme mantığı CERN laboratuarlarında geliştirilen HTTP protokolünde kullanıldı; günümüzde hala kullanıyoruz ve yakın gelecekte de kullanıyor olacağız. Aşağıdaki TED konuşmasına göz atmadan geçmeyin!
Hepimiz en az bir defa 404 hatası ile karşılaşmışızdır. Bir siteye erişmek istediğimizde, istediğimiz sayfa yerine çıkabilen bu hata hakkında; niçin gerçekleşiyor?, 404ün bir manası var mı? gibi sorular kafamızı kurcalamıştır. Bu hatanın kökeni aslında internet öncesine gidiyor. Ancak önce internette neden gerçekleştiğine bakalım.

WWW, CERN ve Hypertext
İnternetin bu kadar geniş kitlelere ulaştığı ve artık gündelik bir gereksinim olduğu günleri yaşasak da, bir zamanlar hal böyle değildi. Hatta internet denilen icat yalnızca bilgisyarları birbirine bağlamak için kullanılıyordu, bugünkü gibi web tarayıcıları yoktu.

1980lerde, CERN laboratuvarlarında bir grup bilim adamı tarafından, tamamen iç ağlarında çalışan bir yapıydı www, yani world wide web. 404 numaralı ofislerine yerleştirdikleri serverın veri tabanı zamanla büyüdü. 2-3 kişiden daha fazlası bu bilgisayara erişmeye başladı. Erişim isteği oluştuğunda; bilgisayar aşırı yüklenmeden, server'ın aranan veriyi bulamamasından, verinin silinmesinden veya kırık linklerden dolayı bu hataya 404 numaralı oda hatası demişlerdi. HTTP protokolü çıktığında ise bu isim unutulmayarak 404:file not found hatası olarak literatüre geçmişti.
Hypertext'in Tarihçesi Daha Da Eskiye Gidiyor!
Aslında hypertext dediğimiz köprü bağlantıların, yani bir sayfa tıklanınca başka bir sayfaya gitmemizi sağlayan teknolojinin temeli 1945e kadar gidiyor. Bu tarihte Vannevar Bush Memex isimli analog bir cihaz yaparak zamanının çok ötesinde fikirler ortaya atmıştı. Ancak Bushun fikirleri 1960lara dek gerçekleştirilemedi, bu tarihten sonra dijital bilgisayarlar yapılabildi.

IT efsanesi Ted Nelson, Bushun bazı fikirlerini Xanadu projesi ile hayata geçirebildi. Bu sırada Douglas Engelbart da insan-bilgisayar etkileşimi üzerine çalışmalarda bulunuyordu. Bu iki bilim adamından sonra, köprüleme mantığı CERN laboratuarlarında geliştirilen HTTP protokolünde kullanıldı; günümüzde hala kullanıyoruz ve yakın gelecekte de kullanıyor olacağız. Aşağıdaki TED konuşmasına göz atmadan geçmeyin!
Son düzenleme: