- 19 Haz 2016
- 8,533
- 148
- 63

Sonraki nesil akıllı telefon ve tabletlere can verecek yeni mobil işlemcilerden çoğunun Benchmark sonuçları sızdırıldı.
2016 yılında çıkacak amiral gemisi akıllı telefon ve tabletler her zamankinden daha hızlı olacak. Çin merkezli bir blog sitesi, sonraki nesil pek çok mobil işlemcinin Benchmark sonucunu elde edip internete sızdırdı. Nvidianın Denver 2, Appleın A9 ve A9X, Huaweinin Kirin 950, LGnin NUCLUN 2 ve Samsungun Exynos M1 mobil işlemcilerinin Geekbench Benchmarkıyla yapılan test sonuçları sızdırıldı.
Benchmark sonuçlarına göre Nvidianın Denver 2 yongası, 2599 puanla en yüksek tek çekirdek skorunu elde etti. Çoklu çekirdek performans yarışındaysa Samsungun Exynos M1 işlemcisi 7497 puanla galip geldi. Exynosun açık ara fark attığı en yakın rakibi ise 6096 puanla Kirin 950 oldu. Aşağıdaki tablodan işlemcilerin tek çekirdek ve çoklu çekirdek performanslarını görebilirsiniz.

Aynı kaynak bu işlemcilerin bazı grafik performans testlerini de yayınladı. Nvidianın Denver 2 işlemcisi GFXBench 3.0 Manhattanın testinde 117 FPSe ulaştı. Exynos M1 ise aynı testte 59.4 FPSte çalışırken, Appleın A9u ise 30.3 FPS hızında çalıştı.
Tabii ki bilgilerin hiçbiri kesin değil. Ancak bu sonuçlara bakarak yeni nesil mobil işlemci savaşında Nvidianın grafikte, Samsungun ise işlemci hızı konusunda önde gittiği söylenebilir.

Hepimizin mobil telefonlara ihtiyacı olduğunu düşünerek Bu mobil İşletim sistemlerini didik didik inceledik. Artık sizin de kullandığınız ya da kullanmak istediğiniz Mobil işletim sistemini tanımanızın zamanı geldi. Bu sistemler ''Nedir? Ne değildir? Hangisini hangi alanlarda kullanmalıyız? Avantajları ve dezavantajları neler?'' ve buna benzer birçok soruya açıklık getirmek için sizler için bu yazıyı yazma gereği duyduk.

Mobil alanda en çok kullanılan Platform: Android
Bu işletim sistemi henüz 7 yıl önce duyuruldu ve bir devrim niteliğinde gelişti. Android'i, Android yapan en önemli özellik Linux çekirdekleri üzerine kurularak, Açık kaynak kodlu bir yazılım olması. ''Nedir bu açık kaynak muhabbeti?'' diye soranlarımız vardır elbette. Açık kaynak kodlu sistem her şeyini sizin o şefkatli ellerinize bırakır ve Sistemdeki her türlü özelleştirmeye olanak tanır. Android cihazlarda her türlü ekleme, çıkarma yapabilmektesiniz. Hatta Bu işletim sistemi üzerindeWindowsçalıştıran çılgınları bile duymuyor değiliz. Sistemin; ''Google Play Store'' adında uygulama marketi de bulunmakta. Bu market üzerinde milyonlarca uygulama depolanıyor ve kullanıcıya sunuluyor . Fakat açık kaynak kodlu işletim sistemleri her zaman bizim tarafımıza çalışmazlar. Bu gibi sistemlere virüs bulaştırmak oldukça basit. Google; Google Play Store üzerindeki kullanıcıya sunulan uygulamaları incelemiyor ve sadece kullanıcı şikayetlerine cevap veriyor. Bu nedenle android işletim sisteminde virüslü uygulamalar yaygınlaşmakla beraber, kullanıcıların Reeldeki hayatına yansımaya başladı. Son aylarda Dropbox hesapları ile ilgili olarak sık sık haberler görüyoruz ve bir önlem alınmazsa bu haberler daha çeşitli hale gelerek kullanıcıyı tehlikeye sokacak.
Android işletim sistemi tek bir marka tarafından kullanılmıyor ve Android platformunu kullanan markalar arasındaki rekabete neden oluyor. Bu nedenle Android tabanlı cihazlar, Diğer işletim sistemlerine göre daha seri ve daha hızlı üretilerek birbirlerini ezme çabası içerisindeler.
İşletim sisteminin genel olarak RAM'i ''Har vurup, harman savurduğu'' söylenilebilir. Yani iOS veWindows Phone gibi RAM konusunda yakıt cimrisi olduğu pek söylenemez. Fakat 2GB Ram'i olan bir cihaz gayet yeterli olabilir. Sizin kullanım koşullarınıza bağlı olarak Bu değer düşebilir yada yükselebilir. İşlemci ve diğer bileşenler cihazdan cihaza göre farklılık gösterebilir. Bu nedenle o konuya çok değinemiyorum(Almak istediğiniz cihaz hakkında bilgi verirseniz, size gerekli açıklamaları yaparım)
Her şey iyi güzel de, bu işletim sistemini hangi ruh haline sahip insanlar kullanmalı?
Android işletim sistemini genel olarak hepimiz kullanabiliriz fakat daha çok telefondan sürekli sıkılıp onu özelleştirmeyle haşır neşir olan, onu şekilden şekle sokan, uygulamalara merakı olan ve sürekli yeni bir şeyler denemeyi seven, genel olarak uygulamaya para vermek istemeyen, telefonu sadece iletişim aracı olarak görmeyen, sürekli tek bir firmaya bağlı kalmak istemeyen kişiler tarafından kullanılabilir.

En sağlam işletim sistemi: iOS (iPhone OS)
iOS; Mac OS X' ten esinlenerek yaratılan 4 Temel katmandan oluşan bir işletim sistemidir. Her bir katmanda farklı bir işlem yapılır ve bu işlemler sonucunda iOS arayüzü kullanıcıyla buluşur. Tüm bu sistem 500 MB'lık bir hafıza tarafından depolanabilir. iOS arayüzü çok sade ve hafif bir sistem olduğu için, genellikle kasmalara rastlamazsınız. Bu işletim sistemini sadece ''Apple'' kullanır. Bunlara dayanarak Dünyada tektir ve ürün fiyatlarını da sadece kendisi belirler. Bu nedenle fiyatları biraz yüksek tutar. Aslında telefonun nerdeyse her bileşenlerini kendisi üretir. 1GB Ram, 1.4 GHz işlemci, 8 MP kamera vs vs.. gibi özellikleriyle dikkat çekerek Böyle bir cihazı 3000 TL'ye satabilen tek firmadır (Kendi chip setleriyle, iOS arayüzünü bütünleştirmeyi başarmışlar).Elbette ki bu durumun %80'lik bölümü işletim sisteminin kullanışlı, stabil olmasından ve grafik biriminin çok güçlü olmasından kaynaklanıyor. iOS Platformu üzerinde AppStore'da bulunuyor. Bu market sayesinde istediğiniz her uygulamaya erişebilirsiniz. AppStore üzerinde bulunan uygulamalar AppleTarafından kontrol edilerek yayımlanır ve Özel hayata karşı sistemsel saldırılar engellenmiş olur. Her şeye Rağmen iCloud servislerinden bazı hesaplar hackleniyor. Bunda iOS'nin bir suçu olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü iCloud hesaplarının şifresini ''Doğum tarihi, Adı, Soyadı, Annesinin adı vs.vs'' yaparsan o hesapların çalınması kaçınılmaz oluyor.
iOS işletim sistemini kimler kullanmalı
Bu işletim sistemi sadece kullanıcının rahatlığına ve Gizliliğe hitaben tasarlanmış. Buna dayanarak ; İş adamları, banka yada dövizle alakalı olanlar, Sanal Markette bol bol para harcamayı sevenler, takıntısız oyun keyfini yaşamak isteyenler, İnternetteki işlerini hızlıca halletmek isteyenler (Apple'ınTarayıcı konusunda çok başarılı olduğunu özellikle belirtmek gerek), uygulamalardaki kasılmalardan hoşnut olmayanlar, kişisel verilerini en güvenli şekilde saklamak isteyenler, Herhangi bir kafede yada toplulukta Telefonu masaya koyarak Herkesi büyülediğini düşünenler, Sürekli uygulama yada oyun güncellemesi isteyenler, yani kısacası nefes kadar hafif bir sistemle kibar ellerini buluşturmak isteyenler tarafından tercih edilebilir.
Yılların Deneyimiyle: Windows
Her şey 2002 yılında Microsoft'un İlk işletim sistemi olan ''Windows Mobile 2002'' ile başladı. İşletim sistemi Windows CE Çekirdeği Üzerine temellendirilmiş bir platformdu ve her zamanki gibi kapalı kaynak kodluydu. Bu yıllarda sistem biraz yavaş çalışıyordu ve Windows İlerleyen güncellemeler ileWindows 7.5(Mango) kararlı sürümünü yayınladı. Bu ara yüzle her şey değişmiştir; yeni oyunlar, yeni uygulamalar, daha yeni özellikler kullanıcıyla buluşmuştur. Windows 7.5 sürümü TürkiyeâyeVodafone LG- E900 Optimus 7 İle gelmiştir ve başka bir cihazda kullanılmamıştır. Windows bu atılımdan sonra çalışmalara yaklaşık 7 yıl ara vermiştir ve 2009 yılında eski çalışanlarını tekrardan bir araya toplayarak Windows Phone'u tekrardan yapılandırmaya başlamıştır. Ve en sonunda 2012 yılında eski Windows Mobile işletim sisteminde devrim niteliğinde bir değişim yaratarak, Platforma yeni bir soluk kazandırmış ve tekrardan hayata döndürmüştür. 2002 yılında duyurduğu yenilenmiş işletim sistemi Windows 8.0'ı 2013 yılında satın aldığı NOKIA'a ile birlikte resmen tanıtmakla birlikte,1 yıl gibi bir süre zarfı içinde Windows 8.1'e güncellenmiştir. Windows işlemsel olarak iOS'ye yakın olarak hareket ediyor ve sistem 512 mb ram üzerinde gayet akıcı, hafif çalışıyor ve size o yumuşaklığı hissettirebiliyor. Kullanıcı telefondaki işlemleri yaparken herhangi bir kasmayla çok sık karşılaşmıyor. Arayüz bakımından Android'ten bir tık daha önde diyebilmekle beraber, windows 8.1 ile birlikte daha renkli bir arayüzle karşımıza çıkıyor. Elbette platformun uygulama marketi de mevcut. İşletim sisteminin henüz yeni olması açısından uygulama çeşitliliği çok fazla değil ve market içi güncellemeler çok sık yapılmakta. Genel olarak sistem arayüzü çok iyi ve stabil çalışıyor. En azından Android'den bir tık daha önde diyebiliriz.
Windows Phone kullanmak isteyenler
Bilgisayar üzerinde Windows işletim sistemini yıllardır kullanmaktayız ve bu platformu ''arayüzdeki kolaylık'' açısından tercih etmekteyiz ama Windows Phone için aynı şeyler geçerli değil. Masaüstü gayet derli-toplu fakat diğer arayüz bileşenleri biraz karıştırılmış. Cihazdaki karışıklık kafanızı çok fazla karıştırmasın çünkü; Cihazdaki Yumuşak ve temiz geçişlere alıştıkça, arayüzdeki karışıklığı görmezden geliyorsunuz. Marketten indirilen uygulamalara sık sık güncelleme geliyor ve bazen sinir bozucu olabiliyor. Aynen İOS gibi tüm kullanıcıya sunulan uygulamalar Microsofttarafından test edilerek yayımlanır ve kullanıcının kötü amaçlı yazılımlardan uzak tutulması hedeflenir. Sonuç olarak bu işletim sistemi biraz karışık dizayn edildiğinden her kesime hitap etmiyor. Eğer; farklı bir şeyler denemeyi isteyen, Karışıklığa çabuk ayak uyduran bir insansanız sizi hayal kırıklığına uğratmayacak bir performans sergileyebilir.
Dipnot: Windows'un şu anda NOKIA'dan bağlantısını kesmiş olduğunu biliyoruz. Buda demek oluyor ki ilerleyen safhalarda bizi daha farklı bir Windows phone bekliyor.
Bu Platformları Şu şekilde özetleyebiliriz:
Android: Daha çok kişilerin özgürlüğünü isteyen, Sistem güvenliği açısından en son sırada yer alan (Bu sizi kötü adamların eline verdiği anlamına gelmez, her şey size bağlı), toplumun her kesimine hitap eden ucuz bir mobil sistem.
iOS: Sistem özelleştirmeyi sağlamayan, toplumun belirli bir kesimine hitap eden, Sistemsel güvenlik yönünden en iyi derecede yer alan ve birazda pahalı olan bir mobil yazılım.
Windows: Özgürlük konusunda iOS İle aynı fikirde olan, Sistem güvenliği açısından İOS'ye yakın bir konumda olan, Kullanım kolaylığı açısından herkes tarafından benimsenemeyen ve ucuz bir mobil yazılım.
Kısacası tüm mobil işletim sistemlerinin kendine özel ve farklı kesimlere hitap eden yazılımları var. Bu nedenle herhangi bir sistemin, diğerinden üstün olduğu söyleyemeyiz. Hepsi de birbirinden özel, kullanışlı ve hayatı kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmış.
[/FONT][/FONT][FONT="]

Qualcomm Snapdragon 830 İle 8 GB Bellek
Akıllı telefon üreticileri kullanıcıları terfiye teşvik etmek için özellikler ekliyor. Bunlardan dolayı son olarak 2 GB RAM bellekli akıllı telefonların rahatlıkla yeterli geldiği günümüzde 4 GB RAM bellekli modellerin sunulduğunu gördük. Depolama alanı tarafında popüler değerler 16 ve 32 GB ama büyük oranda microSD kartlarla kapasite arttırılabiliyor. RAM bellek seçimi daha önemli hale geliyor. 2 GB ve 3 GB modellerin yetmeyip 4 GB modellerin çare olacağı pek fazla uygulama yok. Daha doğrusu geleceğe yönelik bir yatırım. Samsung gibi bellek üreticileriyse 6 GB ve 8 GB RAM bellekli mobil telefonların yakın olduğunu işaret eden çalışmalar yapıyor. Son olarak SoC geliştiricisi Qualcommdan gelecek nesil Snapdragon 830 ile ilgili işaretler geldi. Snapdragon 820 kullanıma girmeden 830 tasarımı devam ediyor. Yeniliklerden biri 8 GB RAMli cihaz desteği olacak. Bu şart değil ve telefon üreticisinin seçimine kalıyor. Kullanılan bellekler ve bağlantılar da belirleyici rol oynuyor.
Her Akıllı Telefon Kullanıcısının Bilmesi Gereken 5 Sır
Akıllı telefonların hayatımıza girmesi çok ani oldu. Peki bu yaşantımızı kolaylaştıran ve alışkanlıklarımızı değiştiren cihazları tam anlamıyla faydalı bir şekilde kullanabiliyor muyuz? Belki çoğumuzun bildiği fakat gözden kaçmış ve faydalı olabileceğini düşündüğümüz 5 maddeyi sizler için sıraladık.

Gelişen teknolojilerdeki yeni nesil olarak adlandırdığımız jenerasyon bize
[FONT="]Modern akıllı telefonların yalnızca 6 yıldır hayatımızda olduğuna inanabiliyor musunuz? Bu kısa zaman diliminde iletişim, haber alıp verme, oyun oynama, iş yapma şeklimiz ve birçok alışkanlığımız birden değişti. Bir araştırma şirketi olan Pew'e göre, Amerikada yetişkinlerin yarısından fazlasının kendine ait bir akıllı telefonu var. Yalnız buna bakarak insanların çoğunun akıllı telefon uzmanı olduğunu söylemek doğru olmaz ve kendinize ait bir akıllı telefonunuzun olması tüm hileleri bildiğiniz anlamına gelmez.

1) Ekran görüntüsü alın
Diyelim ki arkadaşınızın biri eğlenceli bir yazım hatası yaptı ve siz bunu diğer arkadaşlarınızla paylaşmak istediniz. Bu ekran görüntüsünü bir resim olarak yakalayın.
Iphone için "home" tuşuna "sleep/wake" tuşuyla aynı anda basın ve basılı tutun. Bir denklanşör sesi duyduktan sonra ekran görüntünüz camera roll ya da saved photos kısmına kaydedilecektir.
Android telefonlar içinse yapmanız gereken, power ve volume down tuşlarını aynı anda basılı tutmak. Resminiz galeri kısmındaki captured images dosyasına kaydedilecektir. Bu yöntem yalnızca Android 4.0 ve üstü sürümler için kullanılıyor. 3.0, 2.3 ya da daha önceki Android sürümler için Airdroid gibi uygulamalar kullanmanızı tavsiye ediyoruz.
Elinizdeki görüntüyü kullandığınız sosyal paylaşım sitelerinde ya da email yoluyla paylaşabilirsiniz.
2) Telefonunuz suyla temas ettiğinde hemen paniklemeyin
Akıllı telefonumuzu yere düşürdüğümüz anda çoğumuz kalbimizin bir anlığına durduğunu hissederiz. Eğer cihazınızın sağlam bir kasası yoksa, telefonumuzu kurtarmak gerçekten çok zor olacaktır. Başımıza bundan daha kötü gelebilecek bir şey ise suyla temastır. Eğer su geçirmez bir kasası yoksa telefonumuz tam anlamıyla batacaktır.[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]

[FONT="]Ancak bu birkaç adımı takip ederseniz kurtarmak için belki bir şansınız olabilir.
Birincisi ve en önemlisi kesinlikle açmaya çalışmayın. Eğer içinde su varken açmaya çalışırsanız bir kısa devreye neden olabilirsiniz. Bunun yerine kuru bir mikrofiber bezle silin. Gadget kirliyse, izopropil temizleme alkolüyle temizleyebilirsiniz.
Telefonunuzun bataryası çıkartılabiliyorsa bataryayı dışarı alın. Daha sonra bir kuru pirinç dolu bir kaba ya da torbaya akıllı telefonunuzu koyarak bir gece bekletmeniz yararlı olacak. Pirinç nemi çekmek için yardımcı olacaktır. Telefonu hiçbir şekilde mikrodalgaya ya da fırına koymayın. Saç kurutma makinesi kullanmayın. Bir sonraki gün telefonunuzu pirincin içinden alın ve açmayı deneyin. Telefonunuz çalışıyorsa tebrik ediyoruz. Eğer başaramadıysanız yeni bir telefon için araştırma yapmaya başlayabilirsiniz.
3) Kaybolmuş ya da çalınmış telefonunuzu bulun
Mobil yaşam iki tarafı keskin kılıç gibidir. Cihanızınızı elbette gittiğiniz her yere götüreceksiniz ancak onun ve içindeki değerli bilgilerin peşinde olan hırsızlara karşı her zaman dikkatli olmalısınız.
Neyse ki iPhone ve iPad, Appleın find my iPhone uygulamasını destekliyor. Bu uygulama size, bir bilgisayarın ya da başka bir iPhoneun GPS kullanarak kaybolan telefonunuzu bulma imkanı sağlıyor. Ayrıca uzaktan kilitleme özelliği ile telefonunuza uzaktan bağlanıp içinde değerli olduğunu düşündüğünüz tüm verileri silebilir ve bu verilerin istemediğiniz kişilerin eline geçmesini önleyebilirsiniz. IOSun yaklaşan 7. sürümünde hırsızın fotoğrafını çekme gibi bir özelliği de bulabileceğiz. Yine aynı şekilde telefonu kilitlemek ve uzaktan verileri silebilmek de mümkün olacak.
Android telefonlarda da benzer uygulamaları bulmak mümkün. Mobile security ve carbonite mobil uygulamasını incelemenizi tavsiye ederiz.

4) Farkında olmadan konumunuzu paylaşmayın
Akıllı telefonların kameraları, fotoğraf meraklılarını tatmin edebilecek düzeyde. Bu sayede nerede olursanız olun anlık fotoğraflar çekip çevrimiçi yayınlayabilirsiniz. Eğer dikkatli olmazsak, fotoğrafla beraber aynı zamanda konumumuzu da herkesle paylaşmış oluyoruz. Akıllı telefonlar, fotoğrafın içine herkesin rahatça okuyabileceği konum bilgilerini yükleyebiliyor. Bunu engelleyebilmek içinse telefonumuzun GPS özelliğini devre dışı bırakmamamız yeterli olacaktır. Fakat bunu yapmayı unuttuğunuzu düşünelim. Fotoğrafınızı yayınlamadan önce içindeki bilgilerini görmek ve kaldırmak için PixelGarde ugulamasını kullanabilirsiniz
5) Yaratıcı olun
Akıllı telefonlar düşünebildiğinizden çok daha fazlasını yapabilecek yeteneğe sahip. Her geçen gün daha farklı ve şaşırtıcı uygulamalarla karşılaşıyoruz.
"Awareness" adlı uygulamayla müzik dinlerken, dışarıdan gelen anlık yüksek sesleri de takip edebiliyoruz. Yani dış ortamda müzik dinlerken, araba kornası da rahatlıkla duyulabiliyor. Bu sayede istenmeyen kazaların önüne geçmiş oluyoruz.
2011de en iyi sağlık uygulaması ödülü alan "Instant Heart Rate" uygulamasıyla nabzınızı ölçebilirsiniz. Tek yapmanız gereken parmağınızı lensin üzerine getirerek 10 saniye beklemek.
"****l Sniffer" uygulaması, manyetik alanları yakalamak için geliştirilmiş kullanışlı bir uygulama. Bu sayede cihazımızı, ****lleri ve mıknatısları algılamak için bir ****l dedektörü olarak
kullanabiliyoruz. Yapmanız gereken cihazınızı toprağa yakın tutmak.
Akıllı telefonlar isteklerimizin çoğunu gerçekleştirebilecek düzeydeler. Bunu nasıl kullanacağınız tamamen sizin hayal gücünüze ve yaratıcılığınıza kalmış. [/FONT]
@mehmetkarahanlı@