- 19 Haz 2016
- 8,533
- 148
- 63
[FONT="]
Kablosuz ağ bağlantısı ilk olarak acil durumlarda iletişime olanak sağlayabilecek bir sistemin geliştirilmesi üzerine bulunmuştur. Daha sonra yaygınlaşarak oldukça fazla kullanım alanı bulmuştur. Çünkü kablosuz ağ sistemi şehirlerde oldukça ucuz maliyetlerle hiçbir altyapı ve kablo bağlantısı işlemlerine gerek duymadan kesintisiz internet bağlantısı sağlanabilmektedir. Kablolu bağlantı sistemlerinde belirli sayıda her PCye bir kablo gidecek şekilde bağlantı sağlanır fakat kablosuz ağ sistemlerinde birçok bağlantı noktası üzerinden çok geniş bir alanda ve çok daha fazla sayıda kullanıcı özgürce bağlanabilmektedir. Kablosuz ağ bağlantı noktaları diğer ağlarla iletişime geçecek şekilde programlanmıştır. A noktasından B noktasına giden bir bilgi, bağlantı noktalarının birinden diğerine geçerek ilerler. Bu esnada bağlantı noktası en hızlı ve güvenli yolu seçer. Buna dinamik yol gösterme(dynamic routing) denir.[/FONT]
[FONT="]Nasıl Çalışır
Kablosuz ağ bağlantı noktaları aslında bildiğimiz router modemlerle aynı şekilde çalışırlar ve küçük radyo dalgaları üreten sistemlerdir. WiFi standartları çeşit ve özelliklerine göre 802.11a, b,g ve n olarak ayrılmışlardır. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı 802.11bdir ve 2.4Ghzlik yayılma aralığına sahiptir. Ancak 802.11b ile en fazla 11 Megabitlik bağlantı kurabilmek mümkündür. Oysa 802.11g ile saniyede 54 Mbit, 802.11n ile 140 Mbitlik hızlara ulaşmak mümkündür. Günümüzde dizüstü bilgisayarların tamamına yakını üzerlerinde entegre Wi-Fi alıcıları bulundururlar. Bulunmayanlar ise PCMCIA kartlarla bu özelliği kolayca kazanabilirler.[/FONT]
[FONT="]Kablosuz ağ sistemleri radyo frekansları ile çalışmaktadırlar. Radyo dalgaları ile haberleşme üç çeşit olabilmektedir. Bunlar alıcı(receiver), verici(transmitter) ve alıcı-verici(trans-receiver) olarak adlandırılırlar.[/FONT]
[FONT="]Bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse;[/FONT]
[FONT="]Alıcılar
Adından da anlaşılabileceği üzere sadece radyo sinyallerini alabilen fakat gönderme özelliği barındırmayan aygıtlardır. Bunlara en basit örnek olarak FM radyoları ve televizyonları gösterebiliriz.[/FONT]
[FONT="]Vericiler
Sadece radyo sinyalleri gönderebilen ama alma yetileri olmayan elektronik devrelerdir. Bunlara örnek olarak radyo verici istasyonları, televizyon verici İstasyonları vb. sayılabilir.[/FONT]
[FONT="]Alıcı-Vericiler
Hem alma hem verme özellikleri olan aygıtlardır. Bunlara örnek olarak telsiz röleleri, cep telefonu baz istasyonları, cep telefonları vb. sayılabilir.
İletişim anlamında bilinmesi gereken bir diğer konu ise iletim yönüdür. İletim yönleri üçe ayrılır:[/FONT]
[FONT="]1. Tek Yönlü İletim(Simplex): Kurulan iletim sistemin de iletimin sadece bir yöne yapılabildiği zaman aldığı addır. Örnek olarak FM radyolar gösterilebilir.[/FONT]
[FONT="]2. Çift Yönlü Eş Zamansız İletişim(Yarı-Dupleks, Half-Duplex): Kurulan iletim sisteminde çift yönlü iletim yapılabildiği ancak eş zamanlı olarak sadece bir tarafın gönderim yapabildiği sistemlerdir. Örnek olarak Telsiz uygulamaları gösterilebilir. Bilgi sistemlerinde kullanılan radyo frekansı ile çalışan kablosuz iletişim sistemleri genelde bu tiptedir. Örneğin IEEE 802.11g standardı 54 Mbpsde Yarı-Dupleks iletim imkanı sunar.[/FONT]
[FONT="]3. Çift Yönlü Eş Zamanlı İletişim (Tam-Dupleks,Full-Duplex): Hem alıcı hem vericinin eşzamanlı iletim yapabildiği zaman aldığı isimdir. Örnek olarak cep telefonları, telsiz telefonlar gösterilebilir.[/FONT]
[FONT="]Şehrin üzerinde bağlantı noktaları arasında kusursuz bir ağ oluşturulur. Bu sayede trende, arabada, parkta, cafelerde, restaurantlarda vb. birçok yerde özgürce internete bağlanabilmek mümkündür. Şehirlerde belirli aralıklarla yerleştirilmiş bağlantı noktaları ile kesintisiz sürekli bir bağlantı sağlanılır. Bunun için genellikle saniyede 11 Mbit(1.35MB/s) hıza olanak sağlayan ve 2.4 Ghzlik yayılma aralığına sahip 802.11b sistemi kullanılır. Bu sistem hem fazla güç tüketmediklerinden hem 2.4 Ghz gibi birçok yerde kullanılan(modemler, oyun kumandaları vs.) standart bir yayılma aralığına sahip olduklarından ve insanlara zarar vermediği ifade edilen radyo frekansı ile haberleştiğinden şehir kullanımında tercih edilmektedir. Fakat şahsi görüşüm olarak bu frekansların her türlüsünün insanları etkilediğini ve aynı TV, radyo, cep telefonu frekanslarında olduğu gibi uzun vadede insanlara zararlı olacağını düşünüyorum. O nedenledir ki dizüstü bilgisayarımı biraz zorluk çıkarsa da kablolu modem ile kullanmaktayım.[/FONT]
[FONT="]Günümüzde adından bahsedilen yeni kablosuz ağ teknolojisi ise WiMAXtir. Çalışma prensibi standart kablosuz ağ sistemleriyle aynıdır fakat çok güçlü mikrodalga iletimiyle sinyalleri daha uzak mesafelere taşıyabilmek mümkündür. Bu sayede birim metrekarelik alan için gereken kablosuz ağ noktası maliyeti düşmekle beraber sinyal kalitesi de arttırılmış olmaktadır. Tabi sinyal kuvveti arttıkça bunun insanlara daha da fazla zararlı olacağı gerçeği hiç düşünülüyor mu gerçekten merak ediyorum. Baz istasyonlarının sağlığımızı ve hatta hayatımızı büyük ölçüde tehdit ettiğini düşünürsek, buna kablosuz modem, oyun kumandaları, klavye, mouse, bluetooth cihazları gibi aygıtlar da eklenince oluşan manyetik kirlenmenin boyutlarını düşünmek bile istemiyorum. Teknolojinin insan sağlığını destekleyici şekilde örneğin CRTlerden LCD monştörlere geçişte olduğu gibi ilerlemesi gerekirken, gün geçtikçe manyetik kirlenmeye çanak tutulması insanları endişelendiriyor. Bunun en son örneği ise, elektriğin e kablosuz olarak iletilmeye başlanması. Tam bir manyetik alan kaynağı olan elektrik enerjisinin dağıtımı bu şekilde desteklenir ve yaygınlaşırsa, çok daha vahim durumlarla karşılaşılacağı ve toplu beyin ölümlerinin gerçekleşebileceği aşikar. İnsan beyninin de nöronlar yani sinir hücreleri üzerinden elektriksel olarak çalıştığını biliyoruz. Manyetik alan kaynakları beynin kendi manyetik alanını bozarak beyin ısısını arttırmakta ve hücreleri yavaş yavaş öldürerek ciddi hasarlar vermekte. Bölünme ile bir daha yerine gelemeyen beyin hücrelerinin ölümünden kaynaklı ciddi dolaşım bozuklukları ve ilerleyen safhalarda buna bağlı vücut iflası ve beyin ölümleri görülebilir.
[/FONT]Sizin ağınız hangisi?
[FONT="]Kablolu, kablosuz ya da elektrik hattı: Ağ kuracaksınız ama hangisi size göre? Araştırdık...
Çalıştığımız ve yaşadığımız mekanlarda birden fazla bilgisayarın varlığı artık pek o kadar da sıradışı bir durum sayılmıyor. Bunun da ötesinde, televizyondan cep telefonuna dek pek çok aygıtın da artık çevreden yalıtılmış olmadığı gerçeğiyle yüzyüzeyiz. Neredeyse mutfak gereçlerinin bile uzaktan erişime ve kontrole açık şekilde tasarlanmaya başladığı bir çağdayız.
Bu da demek oluyor ki, er ya da geç bulunduğumuz mekanlarda yerel veri ağları kurmamız gerekiyor. Bu noktada karşınıza hangi türden ağ kuracağınız sorusu çıkıyor. Bu çok önemli bir soru, çünkü cevabı kurulum aşamasında yapacağınız yatırımı doğrudan etkileyecektir.
Ne tür bir ağ kuracağınıza karar verirken, öncelikle elinizde olan araçları ve ihtiyaçlarınızı gözden geçirin. Ne tür cihazları ağ üzerinden birbirlerine bağlayacaksınız? Bunların üzerinde herhangi bir türden ağ adaptörü var mı? Bulunduğunuz mekanın getirdiği kısıtlamalar nelerdir?
@mehmetkarahanlı@
[/FONT]
Kablolu Ağlar
Bilgisayarları birbirine bağlamak için ethernet kablolarından faydalanmak kullanılan en eski ve kendini ispatlamış yöntemdir. Teknolojisi oturmuş ve kendini ispatlamıştır. Sağladığı güvenlik ve hız yüksektir. Hepsinden de önemlisi gayet yaygındır. Öyle ki, bugün üretilen hemen her taşınabilir ya da masaüstü bilgisayarda bir adet ethernet bağlantı portu standart olarak bulunabilmektedir.
Bir kablolu ağ kurarken dikkat etmeniz gereken husus, sadece kablolara değil, bağlantı yönlendiricilere de ihtiyacınız olacağıdır. Router denen bu cihazlar tek başına satıldıkları gibi, pek çok ADSL modemin içinde de ek donanım olarak bulunabilirler. Eğer elinizde böyle çok ethernet portlu bir modem varsa ve bağlamak istediğiniz bilgisayarların üzerinde de standart ethernet girişleri yer alıyorsa, o zaman işiniz kolay olacaktır. Tüm yapmanız gereken uygun uzunlukta Cat tabir edilen kablolardan satın alıp döşemektir.
Elektrik Hattı Ağları
Bilgisayarlar elektrik ihtiyaçlarını karşılamak için prizlere yakın olmak zorundadırlar, değil mi? Öyleyse neden yeni kablo döşemek yerine, veri aktarımını elektrik kabloları üzerinden yapmayasınız? İşte bu sorunun cevabı Powerline denen ve elektrik hatlarını kullanan kablolu ağ teknolojisinin doğmasına sebep oldu.
Bu türden bir ağ, alternatif elektrik akımın sinus dalgasından faydalanarak veri taşır.50Hz değerindeki bu dalganın üzerine çok daha yüksek MHz sınıfında bir dalga bindirilir. Veri işte bindirilen bu dalgada gizlidir. Verinin gönderimi ve alımı doğrudan prizlere bağlanan adaptörlerle yapılır.
Elektrik hattı üzerinden veri taşıyacak bir ağ kurarken tüm ihtiyacınız olan bu adaptörlerden yeteri sayıda almaktır. Her bilgisayar için bir tane kullanılır. Tabii ayrıca bilgisayarınızda adaptörden gelen ağ sinyalini alacak ethernet portu da olmalıdır. Bunun dışında herhangi bir ek kablo ya da router kullanılmasına gerek yoktur.
Hangisini Seçmeli?
İhtiyaçlarınıza göre seçin
Eğer sizin için hız ve güvenlik en önemli konularsa, taşınabilirlik arka planda kalıyorsa ve kablo döşeme imkanınız varsa, o vakit Cat kablolu bir ağ kurmak en iyi seçim olacaktır. Ofis gibi veri güvenliğinin önemli olduğu alanlarda bunun alternatifi yoktur. Öte yandan oyuncular ya da büyük miktarlarda dosyayı yerel ağda paylaşanlar için de sağladığı hızrakipsizdir.
Öte yandan eğer nispeten az bir yatırımla, geniş bir kullanıcı kitlesini kapsayacak bir ağ kurmak istiyorsanız, elektrik kablolu ağlar size çok iyi hizmet edebilir. Tüm bir apartmanı ya da ofis binasını kapsayacak bir yerel ağı hiç kablo döşemeden kurabilir, nispeten güvenli kalmasını sağlayabilirsiniz.
Bulunduğunuz mekana kablo döşemek istemiyorsanız ve çok sayıda mobil cihazı bağlamanız gerekiyorsa, o vakit kablosuz ağlara yönelmekten başka çareniz olmayacaktır. Bunların güvenlik sorunları eskisine oranla hayli giderilmiştir. Üstelik sinyal zayıf kalırsa, anten gibi aksesuarlar kullanarak bu sorunu aşabilirsiniz.

Kablosuz ağ bağlantısı ilk olarak acil durumlarda iletişime olanak sağlayabilecek bir sistemin geliştirilmesi üzerine bulunmuştur. Daha sonra yaygınlaşarak oldukça fazla kullanım alanı bulmuştur. Çünkü kablosuz ağ sistemi şehirlerde oldukça ucuz maliyetlerle hiçbir altyapı ve kablo bağlantısı işlemlerine gerek duymadan kesintisiz internet bağlantısı sağlanabilmektedir. Kablolu bağlantı sistemlerinde belirli sayıda her PCye bir kablo gidecek şekilde bağlantı sağlanır fakat kablosuz ağ sistemlerinde birçok bağlantı noktası üzerinden çok geniş bir alanda ve çok daha fazla sayıda kullanıcı özgürce bağlanabilmektedir. Kablosuz ağ bağlantı noktaları diğer ağlarla iletişime geçecek şekilde programlanmıştır. A noktasından B noktasına giden bir bilgi, bağlantı noktalarının birinden diğerine geçerek ilerler. Bu esnada bağlantı noktası en hızlı ve güvenli yolu seçer. Buna dinamik yol gösterme(dynamic routing) denir.[/FONT]
[FONT="]Nasıl Çalışır
Kablosuz ağ bağlantı noktaları aslında bildiğimiz router modemlerle aynı şekilde çalışırlar ve küçük radyo dalgaları üreten sistemlerdir. WiFi standartları çeşit ve özelliklerine göre 802.11a, b,g ve n olarak ayrılmışlardır. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı 802.11bdir ve 2.4Ghzlik yayılma aralığına sahiptir. Ancak 802.11b ile en fazla 11 Megabitlik bağlantı kurabilmek mümkündür. Oysa 802.11g ile saniyede 54 Mbit, 802.11n ile 140 Mbitlik hızlara ulaşmak mümkündür. Günümüzde dizüstü bilgisayarların tamamına yakını üzerlerinde entegre Wi-Fi alıcıları bulundururlar. Bulunmayanlar ise PCMCIA kartlarla bu özelliği kolayca kazanabilirler.[/FONT]
[FONT="]Kablosuz ağ sistemleri radyo frekansları ile çalışmaktadırlar. Radyo dalgaları ile haberleşme üç çeşit olabilmektedir. Bunlar alıcı(receiver), verici(transmitter) ve alıcı-verici(trans-receiver) olarak adlandırılırlar.[/FONT]
[FONT="]Bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse;[/FONT]
[FONT="]Alıcılar
Adından da anlaşılabileceği üzere sadece radyo sinyallerini alabilen fakat gönderme özelliği barındırmayan aygıtlardır. Bunlara en basit örnek olarak FM radyoları ve televizyonları gösterebiliriz.[/FONT]
[FONT="]Vericiler
Sadece radyo sinyalleri gönderebilen ama alma yetileri olmayan elektronik devrelerdir. Bunlara örnek olarak radyo verici istasyonları, televizyon verici İstasyonları vb. sayılabilir.[/FONT]
[FONT="]Alıcı-Vericiler
Hem alma hem verme özellikleri olan aygıtlardır. Bunlara örnek olarak telsiz röleleri, cep telefonu baz istasyonları, cep telefonları vb. sayılabilir.
İletişim anlamında bilinmesi gereken bir diğer konu ise iletim yönüdür. İletim yönleri üçe ayrılır:[/FONT]
[FONT="]1. Tek Yönlü İletim(Simplex): Kurulan iletim sistemin de iletimin sadece bir yöne yapılabildiği zaman aldığı addır. Örnek olarak FM radyolar gösterilebilir.[/FONT]
[FONT="]2. Çift Yönlü Eş Zamansız İletişim(Yarı-Dupleks, Half-Duplex): Kurulan iletim sisteminde çift yönlü iletim yapılabildiği ancak eş zamanlı olarak sadece bir tarafın gönderim yapabildiği sistemlerdir. Örnek olarak Telsiz uygulamaları gösterilebilir. Bilgi sistemlerinde kullanılan radyo frekansı ile çalışan kablosuz iletişim sistemleri genelde bu tiptedir. Örneğin IEEE 802.11g standardı 54 Mbpsde Yarı-Dupleks iletim imkanı sunar.[/FONT]
[FONT="]3. Çift Yönlü Eş Zamanlı İletişim (Tam-Dupleks,Full-Duplex): Hem alıcı hem vericinin eşzamanlı iletim yapabildiği zaman aldığı isimdir. Örnek olarak cep telefonları, telsiz telefonlar gösterilebilir.[/FONT]
[FONT="]Şehrin üzerinde bağlantı noktaları arasında kusursuz bir ağ oluşturulur. Bu sayede trende, arabada, parkta, cafelerde, restaurantlarda vb. birçok yerde özgürce internete bağlanabilmek mümkündür. Şehirlerde belirli aralıklarla yerleştirilmiş bağlantı noktaları ile kesintisiz sürekli bir bağlantı sağlanılır. Bunun için genellikle saniyede 11 Mbit(1.35MB/s) hıza olanak sağlayan ve 2.4 Ghzlik yayılma aralığına sahip 802.11b sistemi kullanılır. Bu sistem hem fazla güç tüketmediklerinden hem 2.4 Ghz gibi birçok yerde kullanılan(modemler, oyun kumandaları vs.) standart bir yayılma aralığına sahip olduklarından ve insanlara zarar vermediği ifade edilen radyo frekansı ile haberleştiğinden şehir kullanımında tercih edilmektedir. Fakat şahsi görüşüm olarak bu frekansların her türlüsünün insanları etkilediğini ve aynı TV, radyo, cep telefonu frekanslarında olduğu gibi uzun vadede insanlara zararlı olacağını düşünüyorum. O nedenledir ki dizüstü bilgisayarımı biraz zorluk çıkarsa da kablolu modem ile kullanmaktayım.[/FONT]
[FONT="]Günümüzde adından bahsedilen yeni kablosuz ağ teknolojisi ise WiMAXtir. Çalışma prensibi standart kablosuz ağ sistemleriyle aynıdır fakat çok güçlü mikrodalga iletimiyle sinyalleri daha uzak mesafelere taşıyabilmek mümkündür. Bu sayede birim metrekarelik alan için gereken kablosuz ağ noktası maliyeti düşmekle beraber sinyal kalitesi de arttırılmış olmaktadır. Tabi sinyal kuvveti arttıkça bunun insanlara daha da fazla zararlı olacağı gerçeği hiç düşünülüyor mu gerçekten merak ediyorum. Baz istasyonlarının sağlığımızı ve hatta hayatımızı büyük ölçüde tehdit ettiğini düşünürsek, buna kablosuz modem, oyun kumandaları, klavye, mouse, bluetooth cihazları gibi aygıtlar da eklenince oluşan manyetik kirlenmenin boyutlarını düşünmek bile istemiyorum. Teknolojinin insan sağlığını destekleyici şekilde örneğin CRTlerden LCD monştörlere geçişte olduğu gibi ilerlemesi gerekirken, gün geçtikçe manyetik kirlenmeye çanak tutulması insanları endişelendiriyor. Bunun en son örneği ise, elektriğin e kablosuz olarak iletilmeye başlanması. Tam bir manyetik alan kaynağı olan elektrik enerjisinin dağıtımı bu şekilde desteklenir ve yaygınlaşırsa, çok daha vahim durumlarla karşılaşılacağı ve toplu beyin ölümlerinin gerçekleşebileceği aşikar. İnsan beyninin de nöronlar yani sinir hücreleri üzerinden elektriksel olarak çalıştığını biliyoruz. Manyetik alan kaynakları beynin kendi manyetik alanını bozarak beyin ısısını arttırmakta ve hücreleri yavaş yavaş öldürerek ciddi hasarlar vermekte. Bölünme ile bir daha yerine gelemeyen beyin hücrelerinin ölümünden kaynaklı ciddi dolaşım bozuklukları ve ilerleyen safhalarda buna bağlı vücut iflası ve beyin ölümleri görülebilir.
[/FONT]Sizin ağınız hangisi?
[FONT="]Kablolu, kablosuz ya da elektrik hattı: Ağ kuracaksınız ama hangisi size göre? Araştırdık...

Çalıştığımız ve yaşadığımız mekanlarda birden fazla bilgisayarın varlığı artık pek o kadar da sıradışı bir durum sayılmıyor. Bunun da ötesinde, televizyondan cep telefonuna dek pek çok aygıtın da artık çevreden yalıtılmış olmadığı gerçeğiyle yüzyüzeyiz. Neredeyse mutfak gereçlerinin bile uzaktan erişime ve kontrole açık şekilde tasarlanmaya başladığı bir çağdayız.
Bu da demek oluyor ki, er ya da geç bulunduğumuz mekanlarda yerel veri ağları kurmamız gerekiyor. Bu noktada karşınıza hangi türden ağ kuracağınız sorusu çıkıyor. Bu çok önemli bir soru, çünkü cevabı kurulum aşamasında yapacağınız yatırımı doğrudan etkileyecektir.
Ne tür bir ağ kuracağınıza karar verirken, öncelikle elinizde olan araçları ve ihtiyaçlarınızı gözden geçirin. Ne tür cihazları ağ üzerinden birbirlerine bağlayacaksınız? Bunların üzerinde herhangi bir türden ağ adaptörü var mı? Bulunduğunuz mekanın getirdiği kısıtlamalar nelerdir?
@mehmetkarahanlı@
[/FONT]

Kablolu Ağlar
Bilgisayarları birbirine bağlamak için ethernet kablolarından faydalanmak kullanılan en eski ve kendini ispatlamış yöntemdir. Teknolojisi oturmuş ve kendini ispatlamıştır. Sağladığı güvenlik ve hız yüksektir. Hepsinden de önemlisi gayet yaygındır. Öyle ki, bugün üretilen hemen her taşınabilir ya da masaüstü bilgisayarda bir adet ethernet bağlantı portu standart olarak bulunabilmektedir.
Bir kablolu ağ kurarken dikkat etmeniz gereken husus, sadece kablolara değil, bağlantı yönlendiricilere de ihtiyacınız olacağıdır. Router denen bu cihazlar tek başına satıldıkları gibi, pek çok ADSL modemin içinde de ek donanım olarak bulunabilirler. Eğer elinizde böyle çok ethernet portlu bir modem varsa ve bağlamak istediğiniz bilgisayarların üzerinde de standart ethernet girişleri yer alıyorsa, o zaman işiniz kolay olacaktır. Tüm yapmanız gereken uygun uzunlukta Cat tabir edilen kablolardan satın alıp döşemektir.

Elektrik Hattı Ağları
Bilgisayarlar elektrik ihtiyaçlarını karşılamak için prizlere yakın olmak zorundadırlar, değil mi? Öyleyse neden yeni kablo döşemek yerine, veri aktarımını elektrik kabloları üzerinden yapmayasınız? İşte bu sorunun cevabı Powerline denen ve elektrik hatlarını kullanan kablolu ağ teknolojisinin doğmasına sebep oldu.
Bu türden bir ağ, alternatif elektrik akımın sinus dalgasından faydalanarak veri taşır.50Hz değerindeki bu dalganın üzerine çok daha yüksek MHz sınıfında bir dalga bindirilir. Veri işte bindirilen bu dalgada gizlidir. Verinin gönderimi ve alımı doğrudan prizlere bağlanan adaptörlerle yapılır.
Elektrik hattı üzerinden veri taşıyacak bir ağ kurarken tüm ihtiyacınız olan bu adaptörlerden yeteri sayıda almaktır. Her bilgisayar için bir tane kullanılır. Tabii ayrıca bilgisayarınızda adaptörden gelen ağ sinyalini alacak ethernet portu da olmalıdır. Bunun dışında herhangi bir ek kablo ya da router kullanılmasına gerek yoktur.
Hangisini Seçmeli?

İhtiyaçlarınıza göre seçin
Eğer sizin için hız ve güvenlik en önemli konularsa, taşınabilirlik arka planda kalıyorsa ve kablo döşeme imkanınız varsa, o vakit Cat kablolu bir ağ kurmak en iyi seçim olacaktır. Ofis gibi veri güvenliğinin önemli olduğu alanlarda bunun alternatifi yoktur. Öte yandan oyuncular ya da büyük miktarlarda dosyayı yerel ağda paylaşanlar için de sağladığı hızrakipsizdir.
Öte yandan eğer nispeten az bir yatırımla, geniş bir kullanıcı kitlesini kapsayacak bir ağ kurmak istiyorsanız, elektrik kablolu ağlar size çok iyi hizmet edebilir. Tüm bir apartmanı ya da ofis binasını kapsayacak bir yerel ağı hiç kablo döşemeden kurabilir, nispeten güvenli kalmasını sağlayabilirsiniz.
Bulunduğunuz mekana kablo döşemek istemiyorsanız ve çok sayıda mobil cihazı bağlamanız gerekiyorsa, o vakit kablosuz ağlara yönelmekten başka çareniz olmayacaktır. Bunların güvenlik sorunları eskisine oranla hayli giderilmiştir. Üstelik sinyal zayıf kalırsa, anten gibi aksesuarlar kullanarak bu sorunu aşabilirsiniz.